Seçim teorisi, tüm pratik amaçlar için, yaptığımız her şeyi seçtiğimizi açıklar… Bilgi bize bir şey yaptıramaz. Onu gözardı edebilir veya uygun bulduğumuz şekilde değerlendiririz. Bizler makine değiliz. Bize söylenileni yapmamıza sebep olan, elimizdeki bilgiyi temel alarak yaptığımız seçimlerdir… Örneğin, telefonu çaldı diye değil; istediğimiz için cevaplarız. Ne kadar anlık olsa da, telefona her cevap verişimizde bunun en iyi seçim olduğuna karar vermişizdir. Böyle düşünmemiş olsaydık cevap vermezdik… Seçtiğimiz davranışlar beynimiz tarafından üretilir. Seçim teorisi, bütün canlılar gibi bizi harekete geçirenin kendi içimizde olduğunu vurgular.
Kriminolog olan bir arkadaşım, davranışı seçme özgürlüğü için iyi bir örnektir. Kendisi dış kontrol psikolojisi ve seçim teorisi arasındaki teorik farklılığın önemli olmadığını düşünüyordu. Ancak, çoğumuzun kötü olarak kabul edebileceği bir seçim yaptığında dış kontrol psikolojisinin kötü bir şeyin habercisi olduğu ama kullanılmadığı gerçeğine hayatını borçlu olabilir.
Arkadaşım akademik bir çalışma için Las Vegas’a gider ve güzel bir otelde misafir edilir. Arkadaşları, dikkatli olması ve odasına her girdiğinde kapıyı hemen kilitlemesi, sürgüyü çekmesi ve zinciri takması için kendisini uyarırlar. Ama o bu bilgiye kulak vermez. Bir keresinde, kapıyı iyice kilitlemeyi bile unutur, sürgülemez ve zinciri takmaz. Bir süre sonra içeriye eli silahlı biri girer. Orada olsaydınız her zaman karşılaşamayacağınız bir görüntüye tanık olacaktınız: Suçlu ve kriminolog yüz yüze. Görünüşe bakılırsa bu geleneksel psikolojiye sağlam bir inancı olan suçlu “Bana cüzdanını ver,” der Arkadaşım, şaşkınlık içinde (şaşırmıştır çünkü seçim teorisine göre hareket etmektedir) hırsıza şunları söyler: “Cüzdanımı alamazsın. Sana parayı vereceğim; ama cüzdanı değil.” Suçlu, arkadaşımın yere bıraktığı bir miktar parayı alır ve gider.
Suçlu, eğer dış kontrol psikolojisine sıkı sıkıya bağlı biri olsaydı, arkadaşımdan, şimdi başından geçenleri dinleme fırsatım olmazdı. Eli silahlı ve onu kullanacak bir adam neredeyse oradaki bir dış kontrol kadar güçlüdür. Son derece önemli bir anda, arkadaşımın cüzdanını vermeme yönündeki tercihinden hemen sonra suçlu, seçim teorisine geçer ve onu öldürmemeye karar verir.
William Glasser – “Kişisel Özgürlüğün Psikolojisi”