Şimdi Mutlu OL – Gerçek Mutluluğun İpuçları
Bu bölümde sizlerle daha mutlu bir insan olmanın ipuçlarını paylaşmak istiyorum. Sizinle birlikte gerçek mutluluğun kapısını aralayarak şimdi olduğunuzdan daha iyi ve daha mutlu hissetmenin kısa bir yolculuğuna çıkacağız. Sizlere önerdiğim pratik teknikleri uyguladığınızda, mutluluk konusunda farklı bakış açıları kazanacak ve her geçen dakika kendinizi daha iyi hissetmenizin sizin kontrolünüzde olduğunu fark edeceksiniz.
Duygusal varlıklar olarak, biz insanların hemen her davranışının altında duygular yatıyor. Bu duyguların çoğunluğunu ise genellikle kendimizi iyi ve mutlu hissetmek oluşturuyor. Niyetimiz iyi olsa da, maalesef mutlu olmak için seçtiğimiz yollar pek de istediğimiz gibi sonuçlar vermiyor. Kendimizi çoğu zaman yapay ve geçici mutlulukların kucağında buluyoruz. Peki ama nasıl daha mutlu bir insan haline gelebiliriz? Bu sorunun yanıtını okul yıllarında pek göremezsiniz. Daha iyi bir çalışan olmayı öğrenebilirsiniz. Ya da nasıl daha güzel konuşabileceğinizi. Ancak, kendinizi daha mutlu bir insan haline nasıl getirebileceğinizin bilgisini, sadece kendiniz keşfederek elde edersiniz.
Etrafımızda bu kadar olumsuzluk varken, mutlu olmak biraz zor değil mi diye düşünebilirsiniz. Bu tamamen mutluluğu nasıl algıladığınıza bağlı. Eğer bir olayın sizi mutsuz edebileceğine inanıyorsanız, böylesi bir dünyada yaşamanın ve yaşadıklarınızın sizi genellikle mutsuzluğa sürüklemesi neredeyse kaçınılmazdır.
Tüm duygular gibi, mutluluk veya mutsuzluğun nedenlerini hep dışarıda ararız. Bizler, hissettiğimiz her duygu için bir sebep bulmak zorundaymışısız gibi hissediyoruz. Gözümüz hep dışarılarda bir neden arayışında. Neden mutluyum, çünkü güzel bir haber aldım. Neden mutsuzum, çünkü istediğim şey gerçekleşmedi. Ve bu durum hayatımız boyunca sürüp gidiyor, ta ki bunun böyle olmadığını fark edene kadar. Osho, mutlu olmak için neden bekleme. Sen mutlu ol, nedenlerin sana nasıl hızla geldiğini göreceksin.der. Çok haklı!
Mutluluğun hep bir şeyler başardıktan ve yaptıktan sonra geleceğine kendimizi koşullandırmışız. Bu da bizleri, çoğu zaman hüsran ve hayal kırıklığının kucağına bırakıyor. Aslında şu an mutlu olmayı başardığınızda, her şeyi daha iyi, daha güzel ve daha keyifli yapabildiğinizi fark edebilirsiniz. Kendinizi mutlu hissettiğinizde daha iyi sonuçlar alırsınız. Mutluluk düzeyiniz arttıkça da, kendinize ve dünyaya daha faydalı olursunuz. Steve Chandler’ın dediği gibi:
Başkalarına verebileceğiniz en iyi armağan, kendi yaşamınızı yoluna koymaktır.
Düşünceyi Bulma Oyunu
Mutluluk veya mutsuzluk, dış koşulların değil, iç koşulların neden olduğu bir sonuçtur. Her mutsuzluk hissinin arkasında fark etmediğimiz çarpık bir düşünce vardır. Paul Ferrini’nin ifadesiyle, tekrar iyi hissetmekten sadece bir düşünce kadar uzaktayız. Mutluluk dışarıdan gelen bir şey değil, içeriden ürettiğiniz bir şeydir. Mutluluğun asıl nedeni, bir şeylere yüklediğiniz anlamdan gelir. Anlam değiştiğinde ise her şey değişecektir. Peki bu anlam verme sürecini ne belirliyor? Toplumsal koşullandırmaların bu süreçte en büyük rolü oynadığını söyleyebiliriz. Toplumsal doğrular, yanlışlar, iyi ve kötü kalıpları anlam verme sürecimizi temelden etkiliyor. Ayrıca kişisel inanç sistemimiz, beklentilerimiz, hedeflerimiz ve karakterimiz de belirleyici bir rol oynuyor. Örneğin hayata dayatılan zorunluluklar; hayat şöyle olmalı, koşullar istediğim gibi olmalı, insanlar bunu yapmamalı şeklindeki dayatmacı düşünce yapımız, kendinizi kötü hissetmemize davetiye çıkarıyor.
Şimdi sizinle bir oyun oynayalım ve mutluluk ya da mutsuzluğunuzun arkasındaki temel düşünceyi bulmaya çalışalım. Bu düşünceyi fark etmenin ve onu ortaya çıkarmanın en iyi yolu yazmaktır. Keyifsizim çünkü, işlerim yolunda gitmiyor… (nasıl gitmez!), arkadaşım bana yalan söyledi… (arkadaş dediğin yalan söylememeli). Çok çalıştım, ama yine olmadı… (çok çalıştıysam başarmalıyım).
Gerçek Mutluluk
Burada bahsettiğimiz mutluluk kavramının, keyif, haz, gibi daha çok fizyolojik temelli kalıcı olmayan tatminlerle karıştırılmaması gerekir. Haz peşinde koşulan bir hayat, mutluluk yerine daha çok mutsuzluk getirecektir. Çünkü yoksunluk hissi, hızla peşinden gelecek ve kişinin peşini bırakmayacaktır. Örneğin çikolatanın verdiği şey aslında mutluluk değil, hazdır ve geçicidir. Mutluluk ise daha genel, daha kalıcı ve derin bir içsel tatmini ifade eder. Gerçek mutluluğun verdiği hissiyatı çikolatanın verebilmesi için, günün her dakikası çikolata yemek gerekir ki, bu pek mümkün değildir. Mutluluğun kriterlerinden birisi de, onun, satın alabileceğiniz bir şeyle gelmediğidir. Kalıcı mutluluğun gerçek kaynağı sevgiden, üretmekten, ve katkı sağlamaktan geliyor.
Gerçek mutluluğu sağlamanın bir yolu da kendimize değerli bir hedef belirlemek ve onu gerçekleştirmeye çalışmaktır. Bunun uğrunda çalışmanız bile çoğu zaman yeterlidir. En değerli hedeflerin ise kaynağı düşlerdir. Mutluluğun diğer bir önemli parçasını ise sevdiğiniz insanlarla birlikte olmak ya da onlarla kaliteli zaman geçirmek oluşturuyor. Elbette bunlardan her birinin yüzde yüz olmasını bekleyemeyiz. Örneğin sevdiğiniz işi yapamasanız da, işinizi severek yapmanını yollarını bulabilir veya keyif aldığınız bir hobinize zaman ayırarak bu ihtiyacınızı biraz olsun karşılayabilirsiniz.
Mutlulukla ilgili bu temel bilgileri paylaştıktan sonra, geri kalan kısımda anlatacaklarımızı, mutlu ve iyi hissetmenize katkı sağlayacak yardımcı araçlar olarak görebilirsiniz.
Mutluluk Tanımınızı Basitleştirin
Mutluluğunuzu belirleyen diğer bir faktör de mutluluğu nasıl tanımladığınızdır. Yani kendinizi mutlu hissetmek için ne olması gerekir? Eğer kafanızda bir tanım varsa ya da üstünde düşünmeniz gerekiyorsa, şimdi bu videoyu durdurun ve onu ifade etmek için biraz zaman ayırın. Sizce mutluluk nedir? Mutluluğu nasıl tanımlarsınız? Mutlulukla ilgili en büyük sıkıntılar, onu nasıl tanımladığınızla ilişkili oluyor. Eğer karmaşık, belirsiz ve bol koşullu bir mutluluk tanımınız varsa, mutluluğu hissetmeniz gittikçe zorlaşıyor. Burada yapmanız gereken şey mutluluk tanımınızı basitleştirmektir.
Onu tanımlarken üç şeye dikkat etmelisiniz: (1) Mutluluğunuz sizin kontrolünüzde mi? (2) Mutluluk tanımınız kolayca yaşanabilen ve hissedilebilen bir basitliğe sahip mi? (3) Tanımınız net bir şekilde ifade edilmiş mi? Örneğin “benim için mutluluk, istediğim zaman gülebilmektir”, dersem, bu hem benim kontrolümde, hem de kolayca yaşanabilen bir özelliğe sahip olur. Hem de bu net bir ifadedir… Ama eğer mutluluğu, başarılı ve zengin olmaktır şeklinde tanımlarsanız, ifadenin net, sizin kontrolünüzde ve basit olmadığını görebilirsiniz. Şimdi siz de kendi tanımınızı bu kriterler bağlamında tekrar değerlendirmeye çalışın.
Mutsuz bir ruh, bir mikroptan daha hızlı öldürür. John Steinbeck
Mutluluk Bir Seçimdir
Tolstoy, mutlu olmak istiyorsan, ol! der. Bu bakış açısıyla mutluluk aslında seçtiğimiz ve tercih ettiğimiz bir şeydir. “Şu an mutluluğu seçiyorum” dediğinizde, aynı cümlede aslında iki şeyi birden ifade edersiniz: Mutluluk bir seçimdir ve benim kontrolümdedir. O halde üzüntüyü, acıyı ya da haklı olmayı seçmek yerine, mutlu olmayı tercih edin, bu özgürlüğe sahipsiniz. “Belki de mutluluk; başka bir yerde olmanız, başka bir şey yapmanız, başka biri olmanız gerekiyormuş gibi hissetmemektir.” Isaac Asimov Kronik hale gelmiş bir mutsuzluk, bir ayağınızı mezara sokabilir. John Steinbeck’in dediği gibi “Mutsuz bir ruh, bir mikroptan daha hızlı öldürür.” Mutluluğun iyileştiremediğini hiçbir ilaç iyileştiremez.” (G. G. Marquez.) Sürekli dış koşulları suçlamaya alışmış bir zihin, mutluluğun, kendi ürettiğimiz bir şey olduğunu kabul etmekte zorlanır. Bu açıdan sürdürülebilir mutluluk için gerçek bir zihin değişimine ihtiyacımız var.
Duruşunuza Dikkat Edin
Mutsuz hissetmenizin bir nedeni de, bedensel duruşunuzla ilgilidir. Hareketsiz, büzülmüş bir haldeyken kendinizi iyi hissetme şansınız oldukça azdır. Şimdi kendi duruşunuza dışarıdan bakmaya çalışın. Eğer kendinizi miskin, halsiz veya üzgün hissediyorsanız, pozisyonunuzu değiştirmeyi deneyin. Mümkünse şimdi ayağa kalkın ve başka bir yere oturun. Ya da bir tur atıp tekrar yerinize geçin.
Ayrıca ara sıra gülümsemeyi de ihmal etmeyin 🙂 Gülmek mutluluk hormonlarınızı harekete geçirecektir. Şimdi mümkünse bir aynanın karşısına geçin ve şöyle içten şekilde kendinize bir gülümseyin. Unutmayın:
Hayat bir ayna gibidir. Gülümserseniz, o da size gülümser. Peace Pilgrim
Bu noktada önemli bir not düşmek istiyorum. Kendinizi iyi hissetmenin bir yönü de fizyolojik ihtiyaçlarla ilgilidir. Fiziksel ihtiyaçlarınızı bir düşünün, onları yeterince karşılamadığınızda, bütün günü mutsuz ve keyifsiz geçirirsiniz. Yeterince uykunuzu almadığınızda, açlık hissettiğinizde veya susuz kaldığınızda kendinizi iyi hissetmezsiniz. Ancak bunları karşıladığınızda ise mutsuzluğunuz belki son bulur, ama çok da uzun süre mutlu hissetmezsiniz. İşte yaşamdaki bazı şeylerin, sizi çok mutlu etmese de, mutsuz olmanızın önüne geçmek gibi bir işlevi vardır. Bu açıdan baktığınızda, günlük mutluluğunuzun biraz da yaşamsal ihtiyaçlarınızın karşılanıp karşılamamasıyla yakından ilişkisi olduğunu görebilirsiniz.
Mutluluğun Kısa Formülü
Mutluluğun kısa formülü; seni mutlu eden şeyi yaparsan mutlu olursun… Şimdi sizden kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan küçük bir şey yapmanızı istiyorum. Bu, hemen şimdi yapabileceğiniz basit ama zararsız bir şey olsun. Ayrıca uzun süreli mutluluk için Maslow’un yıllar önce belirttiği şu öneriyi dikkate almalısınız. Maslow’a göre, eğer bir müzisyen kendisiyle barışık olmak istiyorsa, müzik yapmalı, bir ressam resim yapmalı ve bir şair ise şiir yazmalıdır. Bir kişi ne olabiliyor ise onu yapmalı ve kendi doğasına sadık kalmalıdır. Yazgıların en güzeli, bir insanın sahip olabileceği en büyük hazine, tutkuyla yaptığı bir iş için ona para ödeniyor olmasıdır.
Kıyaslama Yapmayın
Mutluluğunuzu sabote etmek isterseniz, kıyaslamalar yapmayı deneyin. Doğru seçilmeyen bir kıyaslama noktası, çoğu zaman keyfimizin kaçmasının en büyük nedenidir. Hatta ne olduğunu bile anlamadan bir anda mutsuzluk kuyusunun içine düşer ve bütün gün debelenir durursunuz. Örneğin daha mutlu olduğunuz bir zamandaki kendinizle şimdiki kendinizi kıyaslarsınız. Veya sizden daha iyi durumda olduğunu düşündüğünüz bir kişiyle kendinizi kıyaslarsınız. Bu o kadar hızlı şekilde olur ki, çoğu zaman kendinizi neden kötü hissettiğinizi bile anlamazsınız.
Kıyaslamalar, kendimize yaptığımız en büyük haksızlıklardan biridir. Çünkü her insanın yaşam yolculuğu çok farklıdır ve kendine özgüdür. Kıyaslanması çok saçmadır. Ayrıca geçmişteki kendimizle yaptığımız kıyaslamalar da genelde yanlış sonuç verir. Çünkü koşullar çok farklıdır. Yapılacak tek şey, bu sürecin farkında olup, bunun doğru şey olmadığını kendimize hatırlatmaktır.
Mutluluğu Hayal Edin
Eğer şu an biraz keyifsiz ve mutsuz hissediyorsanız, tüm bunların bir gün geride kalacağını düşünün ve her şeyin eskisinden daha iyi olacağını hayal edin. Hatta tüm bunlar bittiğinde yapmayı planladığınız şeyleri bir düşünün. Neler yapacaksınız? Bunu yazarak ifade etmeyi deneyin. Size iyi gelecektir. Unutmayın, iyi hissetmekten sadece bir düşünce uzaktasınız. Hayal gücünüzle mutluluğun resmini çizebilirsiniz. Şimdi sizden, size iyi gelen veya sizi iyi hissettiren bir şey düşünmenizi istiyorum. Aklınıza bir şey gelmiyorsa, bir hayalinizin gerçekleştiği anı düşünebilirsiniz. Ne yapıyorsunuz? Bunu hissederken tüm duyularınızı aktif şekilde kullanın. Zihninizde sadece istediğiniz şeyi resmedin ve sonra da o resmin içine girin… Bunu ne kadar sık yaparsanız, hem motive olur, hem de onun gerçeğe dönüşme olasılığını artırırsınız.
Beklentinizi Düşük Tutun
Gelecekteki durumlarla ilgili beklentiler mutluluk düzeyini belirleyen önemli bir diğer faktördür. Yaşayacağınız bir deneyimle ilgili heyecanlı olabilirsiniz. Örneğin bir gezi planladınız. Her şeyin harika olacağını hayal ediyorsunuz. Bunda bir sorun yok. Ancak onunla ilgili beklentinizi düşük tuttuğunuzda, sonuç ne olursa olsun, daha fazla mutluluk hissi yaşarsınız. Bu neredeyse her zaman böyledir. Beklentiniz yüksek olmadığı için de, yaşadığınız pek çok şey, çoğu zaman size keyifli gelecek ya da en azından sizi mutsuz etmeyecektir… Mutluluk tanımındaki ilkeleri hatırlayın, mutluluğunuz daima sizin kontrolünüzde olmalıdır.
Mutlu olmak istiyorsanız, kimseden bir şey beklemeyin. Bob Marley
Müteşekkir Olun
Yaşamda eksik ve olumsuz olana değil, fazla ve olumlu olana dikkatinizi yönelttiğinizde, kendinizi daha iyi hissedersiniz. Bunun için şu soruyu kendinize sık sık sormayı deneyin: Şu an sizinle olduğu için şükran duyduğunuz neler var? Hemen küçük bir liste yapmak için elinize bir kağıt kalem alın. Sizinle birlikte olduğu için, müteşekkir olduğunuz şeyleri düşünün. Her birini listeleyin ve hatta resimlerini yapın. Şimdi sizden, onlardan birine odaklanmanızı istiyorum: Bu bir nesneyse onu elinize alın veya ona sarılın. Eğer bir insansa, onu sevgiyle kucaklayın. Yanınızda değilse, ona içten bir teşekkür gönderin.
Mutluluğu Üretin
Son olarak, gerçek mutluluk için, mutluluğu satın almak yerine, onu üretmeyi düşünebiliriz. Ne demek istiyorum? Bizleri mutlu edeceğini düşündüğümüz şeyleri sürekli almak yerine, onları üretmeyi denesek nasıl olur? Bugünün dünyasında görüyoruz ki, mutluluğu satın almak hem pahalı hem de geçici tatminler sağlıyor. Coco Chanel’in ifade ettiği gibi, hayattaki en güzel şeyler bedavadır. İkinci en iyiler ise çok pahalıdır. Üretiyor olmanın kendisi büyük bir mutluluk kaynağıdır. Yaşamda üretmeye odaklandığınızda, hem üretirken daha mutlu hisseder, hem de ürettiğiniz şeyin tatminini daha fazla yaşarsınız. Kendinizden bilirsiniz, keyif aldığınız zamanların büyük kısmında ortaya değerli ve yararlı şeyler koymuşsunuzdur. Her zaman şu örneği kullanırım: Eğer sevdiğiniz birine bir hediye vermek istiyorsanız, ona kendi yaptığınız bir şeyi armağan edin. Böylece hem kendinizi daha iyi hissedersiniz hem de hediyeniz çok daha değerli hale gelir…
Şimdi kendinize, kendi yarattığınız mutluluğu armağan edin.. Ve gerçek mutluluğu yaşayın!
“Hiç param yok, hiçbir gelirim ve umudum yok. Yaşayan en mutlu adam benim.” Henry Miller