Mutluluk Bilgesi / Mutluluk Üzerine Bir Bilgelik Öyküsü
Bir zamanlar Anadolu’da yaşayan yaşlı bir bilgenin hikayesinden bahsedilir. Bilge adam, çevresindeki insanların hayatlarında ne kadar mutsuz olduğunu gördükçe, bunu kendine dert edinmiş ve hayatını bu insanlara yardım etmeye adamış. Bu durumdan dolayı da kendisine Mutluluk Bilgesi denilmiş.
Rivayet odur ki, yaşadığı yerde her kim mutsuzsa bu bilgeye gider ve ondan kendisine yardım etmesini istermiş. Yaşlı bilgenin uyguladığı yöntemler öylesine etkili, öylesine dillere destanmış ki, ona gidenlerin, kendi hayatlarında aradığı mutluluğu ve huzuru, mutlaka bulduğundan bahsedilirmiş. Bilge, her gelen kişiyi sabırla dinler ve sonra da, ona özel geliştirdiği yöntemini anlatır ve onlardan bunu mutlaka uygulamasını istermiş.
Mutsuz insanların asıl ihtiyacını görmekle ilgili sıra dışı bir yeteneği varmış yaşlı bilgenin. Mutluluk için eksik olan bir şey yokmuş ona göre. Hatta sorun, her şeyin fazlasıyla var olmasıymış. Bilgenin uyguladığı yöntem çok basitmiş. İnsanlara, aslında mutluluk için her şeye yeterince sahip olduklarını; ama onların bunu bir şekilde göremediklerini kanıtlamakmış.
Anlatılan bir hikayeye göre, kendisinden yardım isteyen varlıklı bir kadına önerdiği sıra dışı bir çözümden bahsedilir. Çevresinde gördüklerinden rahatsız olan bu kadın, derin bir mutsuzluğun kıskacına girdikten çok sonra başvurmuş bilge adama. Gördüklerine bir türlü katlanamamaktaymış.
Yaşlı bilge, bu kadından bir hafta boyunca gözlerini kapatarak yaşamasını istemiş. Bu süre boyunca hiçbir şekilde gözlerini açmamasını ve başkasından yardım almamasını salık vermiş. Gözlerini bağlamış ve bağını da mühürleyerek yanından göndermiş kadını. Bir hafta sonra tekrar gelmesini öğütlemiş kendisine.
Aradan geçen zaman içinde, bilgenin karşısına daha nice insanlar gelmiş gitmiş…
Onlardan birisi de tüm varlığını kaybeden bir tüccarmış. Öylesine dibe vurmuş ki, intihar etmek üzereyken getirmişler bilgenin önüne. Bilge adam, bu kişi için, aklını yitiren hastaların bulunduğu bir bakım evinde on gün kalmasını öğütlemiş. Ailesi çaresizce kabul etmiş bu öneriyi ve hemen yatırmışlar zavallı adamı söylenen yere.
Bilgenin yardım ettiği diğer bir kişi ise genç bir kızmış. Bu kız öylesine çirkinmiş ki, hiçbir erkeğin kendisini istemeyeceğini düşündüğü için, girdiği bunalımdan kendisini bir türlü kurtaramamış. Kızın ailesi, onun hayatından endişe ederek son bir çare olarak getirmiş yaşlı bilgenin önüne. Bilgenin, aslında söylendiği kadar çirkin olmayan, hatta yüreği sevgiyle parlayan bu kız için bulduğu çözüm yine çok farklıymış. Kızın ailesini, kızlarının gözleri görmeyen, ama dünya yakışıklısı olan bir delikanlının yanında bir ay yardımcı olarak çalışması için ikna etmiş.
Bilge o kadar saygı duyulan bir insanmış ki, herkes öğütlerini koşulsuz bir şekilde yerine getirirmiş.
Zaman içinde, bilgeye gelen bu insanların akıbetleriyle ilgili haberler çalınmaya başlamış halkın kulağına.
Gözleri bağlanan kadın bir hafta sonra çıkıp geldiğinde, hediyeler yığmış yaşlı bilgenin önüne. O kadar mutluymuş ki, dizlerine kapanarak teşekkür etmiş kendisine. Kadın bu bir hafta boyunca farkına varmış ki, görmek istemediği şeyler, görmek istediklerinin yanında hiç de o kadar önemli değilmiş. Kadının mutluluktan gözleri parlıyormuş. Görmenin, gerçekten görebilmenin değerini anlamış sonunda.
Tüccara gelince, on günün sonunda aklına mukayyet olmanın değerini kavradığı öğrenilmiş etraftan. Söylediğine göre, sahip olduğu en büyük sermayesi bilgisi, zekası ve deneyimleriymiş. Eğer isterse, yeniden yaparmış servetini. Yaşlı bilgeye teşekkür etmek için son kez uğradığında, işlerine yeniden başlayacağını anlatmış…
Genç kıza gelince… İnsanlar, yakışıklı delikanlının kıza olan aşkını ilan ettiğini ve yakın zamanda evleneceklerini haber almış. Kızın ailesi, yaşlı bilgeyi ziyaret ederek düğünlerine davet etmiş.
İnsanlar yaşlı bilgenin kapısından yıllarca hiç eksik olmamış. Ta ki, mutluluk bilgesi, mutlu bir şekilde hayata gözlerini yumana kadar.
Tayfun Topaloğlu (2019) Motivasyon Dahisi, Cinius Yayınları, İstanbul