Sorunlarla Baş Etmenin 10 Etkili Yolu
Bu video eğitimde sorunlarla baş etmenin 10 etkili yolundan bahsediyorum. Her bir adımda sizlerle paylaştığım koçluk teknikleriyle çözümlere biraz daha yaklaşacak, kendinizi sorunlara karşı daha dirençli bir hale getirebileceksiniz.
Sorunlarla Baş Etmenin 10 Etkili Yolu Video Eğitimi
Hepimiz yaşam boyunca irili ufaklı pek çok sorunla karşılaşıyoruz. Bazen işler yolunda gidiyor ve sorunlarımıza çare bulmayı başarıyoruz. Bazen de çözüm bulamayıp onlarla yaşamaya alışıyoruz.
Bugünlerde belki dikkatsizlikten, belki umursamazlıktan ya da hiç hatanız yokken içine düştüğünüz bir sıkıntıdan kurtulmaya çalışıyor olabilirsiniz. Hiç fark etmez! Bir sorunun, daha başında ya da onu çözmenin bir aşamasına gelmiş de olabilirsiniz. Belki de tam şu anda çalıştığınız kurumun sorunlarına çözümler arıyorsunuz. Bir şekilde geçmişi, koşulları ya da kendinizi suçlamaya bir son verebilirseniz, her şeyin yoluna girmeye başladığını daha şimdiden fark edeceksiniz.
Yaşamdaki hiçbir sorun kalıcı değildir. Her zaman dediğim gibi tüm dertler gelip geçicidir. Geçmiyorsa, bilin ki dert değildir. Bazen yaşadığımız olumsuz şeylerin sonsuza kadar süreceği gibi bir yanılgıya düşeriz. Sorun ne kadar uzun sürerse, bu düşünce bizleri o ölçüde kıskacına alacaktır. Bu yüzden bir an önce çözüme ve eyleme geçmeye odaklanmalıyız. Ancak kafamızı kaldırıp biraz daha ileriye bakmayı başardığımızda, bir gün her şeyin geride kalacağı günleri kolaylıkla fark edebiliriz. Şu anda sadece biraz daha ileriye bakmayı deneyin.
Güçlü Düşünme İlkeleri
Öncelikle, bir sorunla başa çıkarken aklımızda tutmamız gereken bazı güçlü düşünceler olmalıdır. Gücümüzü korumamızda bizlere ışık tutacak bu ilkeleri şöyle özetleyebiliriz:
(1) Daha geniş açıdan baktığımızda, sorunlar bizleri güçlendiren ve geliştiren yegane araçlardır. Sorunlarla baş ederken öğrendiğimiz şeyler yaşam boyu bizleri daha da güçlü hale getirir. (2) Hiçbir sorun çözümsüz değildir, çözümsüz kalan insanlardır. Atatürk’ün dediği gibi, umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. (3) Bulduğumuz her çözüm ileride, mümkün olan en az soruna neden olmalı, en azından sorunun kendisinden daha büyük bir sıkıntıya yol açmamalıdır. (4) Ele aldığınız bir sorunun çözümü mutlaka bizlerin kontrolünde olmalıdır.
Öncelikle burada bahsedeceğimiz yollardan biri veya birkaçı şu anda yaşadığınız problemi çözümünde sizlere mutlaka fayda sağlayacaktır. Tüm sorunlarınızı ortadan kaldırmayacak belki ama, sizleri çözüme biraz daha yaklaştıracağından emin olabilirsiniz. Yeter ki, bu videoda anlattıklarımı dikkatli bir şekilde dinleyerek uygulamaya koymaya çalışın.
Şimdi, yaşadığınız bir sorunu düşünmenizi istiyorum. Belki yıllardır bununla yaşıyorsunuz, belki de birkaç gün önce başınıza gelen bir soruna çözümler arıyorsunuz. Bundan sonra anlatacağım tüm adımları bu sorun bağlamında değerlendirmeye çalışarak bu bilgileri şimdiden hayata geçirebilirsiniz.
1. Kesin ve Net Bir Karar Verin
Bir sorunun çözümü için isteklilik göstermek her şeyden daha önemlidir. Yaşadığınız bu soruna gerçekten bir çare bulmak istiyor musunuz? Kendinize karşı samimi ve dürüst olun. Eğer cevabınız evetse, bundan sonraki kısımlar size çok daha anlamlı gelecektir.
Bir soruna çözüm bulmak konusunda istekliliğimizi belirleyen birkaç faktör vardır. İlk olarak, yaşadığımız sorunların ikincil kazanımları olabilir ve bu yüzden o sorunu gidermek için pek de istekli davranmayız. İkinci bir şeyse, belki de sorununuzun olduğunu düşünen kişi siz değil, bir başkasıdır. Üçüncü faktör ise, çoğu zaman sorununuzun çözümünün sizin kontrolünüzde olmamasıdır. Veya öyle olduğunu düşünmenizdir. Bu gibi durumlarda eylemsiz kalır ve çözüm için bir adım atmak istemezsiniz.
Tüm bu durumlar dışında, kesin ve net bir şekilde sorununuz olduğuna karar verdiyseniz, artık bunun üstesinden gelmeye başladınız demektir. Derler ki sorunlarınızdan kaçmak, asla kazanamayacağınız bir yarıştır.
Zor bir durumdan çıkmanın en iyi yolu, içinden geçmektir. (Robert Frost) Bir sorununuz olduğunu kabul edip, onun sorumluluğunu üstlenmeniz, aynı zamanda onu çözebilmek için size büyük bir güç verecektir. Albert Ellis’in ifadesiyle “Hayatınızın en iyi zamanı sorunların size ait olduğunu kabullendiğiniz zaman olacaktır. Onlar için hiçbir şeyi veya hiç kimseyi suçlamayacaksınız. Ve o zaman kaderinizi kontrol edebildiğinizi fark edeceksiniz.” Şu bir gerçek ki, “Hiç kimse, bir problemi olduğunu kabul etmeye istekli olana kadar, o problemden kurtulamaz.” (Joyce Meyer).
Çoğu insan, problemlerin çevresinden dolaşmaya, onları çözmeye çalışmaktan daha çok zaman ve enerji harcıyor. Henry Ford
Alan Cohen’in deyişiyle “Bir derdinizin olması, yaşamda bir amacınızın olduğunu gösterir.” Hakikaten öyle değil mi? Eğer yaşamda güçlü bir amacınız varsa, probleminiz amacınızın yanında güçsüz kalmaya başlayacaktır. Hedef odaklı düşünmek dediğimiz şey, tam da budur aslında. Hedefleriniz yaşamınızda kutup yıldızı gibi bir işlev görür. Bu bakış açısıyla hayatınızda karşınıza çıkan her şeyi, hedefinize ulaşmanın bir parçası haline dönüştürebilirsiniz.
Şöyle düşünün; aslında hedefleriniz sadece uzakta, gelecekte duran bir şey değildir, aynı zamanda yüksekte, uzanmanız gereken bir yerdedir. Bu bakış açısıyla oraya ulaşmak için sorunlarınızı birer basamak olarak kullanabilirsiniz. Oraya zamanla değil, engelleri ve sorunları aşarak, çalışarak ve çabalayarak ulaşabilirsiniz. Dolayısıyla bu süreçte yaşamdaki amaçlarınızı bir kez daha güçlü bir şekilde anımsamaya çalışın. Eğer güçlü bir amacınızın olmadığını düşünüyorsanız, belki de bu dönem kendinize bir amaç belirlemek için, sizlere iyi bir fırsat sunacaktır.
2. Sorunu Tanımlayın ve Netleştirin
Bir sorunu tanımlamak, o sorunu çözmenin yarısıdır. Bazen sorunu kabullenmekte direnir ve zaman kaybederiz. Bazen de sorunla başa çıkma şeklimiz, daha büyük sorunlara yol açar. Örneğin sorunu görmezden gelmeye, yok saymaya ya da onu küçümsemeye çalışırız. Çoğu zaman bunlar hayatımızı içinden çıkılamaz hallere sokabilir. Biliyoruz ki, bugünün sorunları, biraz da dünün çözümlerinden kaynaklanıyor. (Peter Senge)
Aslında sorunlarla başa çıkma şeklimizi, ebeveynlerimizden modelleriz. Onların sorunlara yaklaşım tarzlarını zamanla içselleştirir ve kendi hayatlarımıza uygularız. Çoğu zaman bu modeller pek de işlevsel değildir. Ta ki, farkındalık geliştirip kendimizi değiştirmeye istekli oluncaya kadar, bunları kullanmaya devam ederiz.
İnsanlar çözümü göremediklerinden değil, sorunu göremediklerinden çözümsüz kalırlar. G. K. Chesterton
Şimdi elinize bir kağıt kalem alın ve yaşadığınız sorunu net bir ifadeyle tanımlamaya çalışın. Örneğin genellikle şu ifadeler kullanılır: Benim sorunum, ders çalışmaya isteksiz olmam, benim sorunum sigara bağımlılığım, benim sorunum çabuk öfkelenmem. veya yeterli şekilde para kazanamamam. Ancak bu ifadeler sorunu çözmek için pek de kullanışlı değildir.
Şu sorulara yanıt vermeye çalışın: Sorununuzla ilgili tam olarak ne istiyorsunuz? Bu noktada pozitif sonuca odaklanmaya çalışmalısınız. Örneğin, “sigarayı bırakmak istiyorum” ifadesi yerine, “sağlıklı yaşamak istiyorum” ifadesi daha doğru olacaktır. Şuna da yanıt vermeye çalışın: Peki bu sorunu çözmek sizin için neden önemli? Sorunu çözdüğünüzde tam olarak ne elde edeceksiniz? Her bir soruyu samimiyetle yanıtlayın.
Eğer benimle birlikte bu aşamaya kadar geldiyseniz, çözüme bir adım daha yaklaştığınızı söyleyebilirim. Sorunu ortaya koyarak onu çözmeye niyet etmek, çözüme ulaşma yolundaki en büyük adımdır.
3. Soruna Yüklediğiniz Anlamı Değiştirin
Soruna yaklaşım tarzımız, o sorunu çözüp çözemeyeceğimizi belirleyen en büyük etkendir. Joyce Chapman der ki “Eğer bir şeyi problem olarak algılıyorsanız, algılamanız problemdir. Bu noktada, sorun olarak gördüğünüz şeyin, aslında sorunun kendisi olmayabileceği gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekiyor.
Sen harika bir sorun yaratıcısın der Osho, yalnızca bunu anlaman bile sorunun kaybolması için yeterlidir. “Hayatınızdaki sorunlara bakın ve kendinize şunu sorun: Bunu ortaya çıkaran ne tür düşüncelere sahibim?” (Louise Hay) “Problemi görme şekliniz, problemdir. Asıl sorun, sorunun kendi dışımızda olduğunu düşünmemizdir.”(Stephen Covey) “Gelişmiş insan, sorunun yaşanan olayda değil, kendisinin o olaya bakış tarzında olduğunun bilincindedir.” Epiktetus
Yaşadığınız soruna farklı açılardan bakabilmek, ona yüklediğimiz anlamı gözden geçirmenizi sağlayacaktır. Çoğu zaman buradaki yanlış, abartılı veya gereksiz anlamlandırmalar, sorunun kendisini oluşturan yegane faktördür. Soruna farklı bir anlam verebilmenizin bir yolu da onu çerçeveleyen bilişsel bağlamları değiştirmektir. Böylece soruna yeniden anlam vererek, ona daha farklı bakış açıları kazanabiliriz. Şimdi, yaşadığınız bu soruna 10 yıl sonrasından bakmaya çalışın. Neleri fark ediyorsunuz? Verdiğiniz önem biraz olsun değişiyor mu? Diğer insanların yaşadıklarıyla kendinizinkini kıyasladığınızda, bu soruna bakış açınız nasıl değişiyor? Sizce yaşadığınız bu sorunun hayatınızın kalan kısmı için olumlu etkisi ne olacaktır?
Ben problemleri çözmem. Önce düşünce sürecimi çözümlerim, sonra da problemler kendiliğinden çözülür. Louise Hay
Tüm bunların ışığında sorununuzu nasıl tanımladığınıza bir kez daha yakından bakın ve gerekiyorsa onu değiştirin. Örneğin buna sorun demek yerine, daha pozitif bir ifadeyle tanımlamayı tercih edebilirsiniz. Bir “öğrenme fırsatı” bir “macera” ya da “eşsiz bir deneyim” desek, bizim açımızdan biraz daha motive edici olmaz mıydı, ne dersiniz?
Kendinize dışarıdan baktığınızda, bu sorunu deneyimleyen kendinizle ilgili pozitif olan neyi fark ediyorsunuz? Hayatınızın geneline bakıp büyük resme odaklandığınızda, bu sorunu deneyimlemek, yaşamınızı pozitif yönde nasıl etkiler? Hayatımda iyi ki bu sorunu yaşamışım demek için neye ihtiyacınız var? Benzer sorunlar yaşayıp, bunları bir başarı hikayesine dönüştüren insanları düşünün. Sizce bu sorunu bir başarı hikayesine dönüştürmek için neyi farklı yapabilirsiniz? Mizah bazen sorunlara gereksiz anlamlar yüklemeyi engelleyen en güçlü araçlardan birisi olabilir. Sizce bu yaşadığınız sorunun komik tarafı nedir?
4. Kurban mısınız, Yoksa Bir Kahraman mı?
Siz sorunlarınızdan daha büyüksünüz, bunu aklınızdan hiç çıkarmayın. Sorunlar sizin korku ve endişelerinizle beslenir. Korkusuz düşünmek, sorunları kendinizden daha büyük ve baş edilemez şekilde görmenizi engelleyecektir. Onlardan korkmadığınızı göstermenin bir yolu da, zaten bunu bekliyor gibi davranmaktır. Eğer suçluyor, sızlanıyor veya öfkeleniyorsanız, kendinizi bir kurban konumuna sokuyorsunuz demektir. Kurbanlara ne olduğunu bilirsiniz. Buradan kendiniz için hiçbir faydalı sonuç çıkaramazsınız. Olayları metanetle karşılayıp sorumluluk aldığınızda ise, işte o zaman hayatınızın baş kahramanı olmaya başladınız demektir.
Kendinize sorduğunuz soruların kalitesi, elde ettiğiniz sonuçların başarısını belirleyecektir. Bu noktada kullandığınız dile ve sorduğunuz sorulara çok dikkat etmelisiniz. Yanlış sorular sorduğunuz sürece, çözümden daha da uzaklaşırsınız. Kendinizle iletişim tarzımız, sıklıkla kullandığınız kelimeler ve kendinize yönelttiğiniz sorular sizin hayatta bir kurban mı, yoksa bir kahraman mı olduğunuzu ortaya koyan yegane belirteçlerdir. İşte size birkaç örnek:
- Neden böyle oldu? (Doğru soru: Bundan ne öğrendim ve şimdi ne yapabilirim?)
- Aptalca hatalar yaptım! (Doğru ifade: Bunun sorumluluğunu kendi üzerime alıyorum.)
- Bunlar niye benim başıma geliyor? (Doğru soru: Bu sorunu nasıl fırsata çevirebilirim?)
- Suçlu kim? (Doğru soru: Bunun bir daha yaşanmaması için gelecekte neyi farklı yapabilirim?)
Tibetlilerin deyişiyle; eğer sorun çözülebiliyorsa kaygılanmanın faydası yoktur. Eğer çözülemiyorsa kaygılanmak yarar sağlamaz. Korku ve endişeyle dolu bir zihin işlevini yerine getiremez. Özellikle panik anlarında endişeyle davrandığınızda, sorun içinden çıkılamaz bir hale gelebilir. Böyle zamanlarda sağlıklı düşünmek ve suların durulması için zaman kazanmak gereklidir. Örneğin birkaç defa derin nefes alıp vermeyi veya bulunduğunuz ortamdan uzaklaşmayı deneyebilirsiniz.
Eğer zihninizde temiz ve net olursanız, hayatınızda ortaya çıkan bütün problemlere çözüm bulabilirsiniz der Osho. Zihninizi netleştirmek adına daha önce sizlerle paylaştığım Kafanızı Boşaltın, Beyninizi Yıkayın, Şimdinin Gücü Meditasyonu videolarımı izleyebilirsiniz. Bu videolardaki çalışmaları yaparak zihninizi biraz olsun rahatlatacak ve çözüme odaklanma becerilerinizi geliştirebileceksiniz. Çünkü biliyoruz ki:
Bir problemi, onu ortaya çıkaran bilinç düzeyi ile çözemezsiniz! Albert Einstein
Joseph Murphy şunu ifade eder: “Zor bir karar diye adlandırdığınız bir aşamaya geldiğiniz vakit ya da herhangi bir probleme bir çözüm bulamadığınızda, hemen o konuda yapıcı olarak düşünmeye başlayın. Eğer korku ve endişe duyuyorsanız, bunu düşünmekten saymayın. Gerçekten düşünmek demek, korkulardan bağımsız olmak demektir.”
Sorunlarla baş edebilmek için, çözüme odaklanmış bir zihin yapısına ihtiyacınız vardır. Şimdi, çok etkin bir zihinsel modda olduğunuz bir durumu zihninizde canlandırmanızı istiyorum. Yakın zamanda kendinizi zihinsel olarak güçlü, pratik ve çözüm odaklı hissettiğiniz bir deneyim yaşadıysanız, bunu tekrar hatırlamaya çalışabilirsiniz. Bu zihinsel moda istediğiniz her dakika, her an girebilmeyi arzu etmez miydiniz? Kim istemez ki? Bunun için düşünce şapkalarını kullanabiliriz. Bir düşünsel şapka, ihtiyacınız olan zihinsel değişimi hızlıca sizlere sağlayacaktır. Şimdi bir şapkanız olduğunu hayal edin. Bu şapkanın rengini ve şeklini ayrıntılarıyla belirleyin. Ve bu şapkayı biraz önceki hayalin içine tekrar girerek kafanıza taktığınızı düşünün. Zihinsel olarak kendinizi iyi ve güçlü hissettiğiniz o anda taktığınız bu şapkanızla kendinizi ayrıntılı şekilde hayal edin. Bundan sonra bu şapkayı her taktığınızı hayal ettiğinizde, sorun çözme moduna hızlıca geçiş yapabiliyor olacaksınız.
5. Zihninizi Parlatın, Yaratıcı Düşünün
“Sahip olduğunuz tek şey bir çekiçse, her şeyi bir çivi olarak görmeye başlarsınız.” (Abraham Maslow). Çoğu zaman problemi çözmek için uygun araçlarımız yoktur. Ya da alışageldiğimiz çözüm yöntemlerini hep farklı sorunlara uygulamaya çalışırız. Bazen de sürekli aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar almayı bekleriz.
“Her problemin bir çözümü vardır, sadece onu bulacak kadar yaratıcı olmanız gerekir.” (Travis Kalanick). Elbette burada sanatsal ya da bilimsel bir yaratıcılıktan bahsetmiyoruz. Ama hayatınızda ortaya çıkarmak istediğimiz her olumlu sonucun, yaratıcı bir dokunuşa ihtiyacı olacağı kesindir.
Problemi çözemiyorsan, kurallarına göre oynadığın içindir. Paul Arden
Yaşadığınız bu probleme yaratıcı çözümler üretmek, hem sizi motive edecek hem de sonuç almanızı kolaylaştıracaktır. Biraz da kendinize ve etrafınıza farklı bir açıdan bakmayı deneyin. Sorununuzu çözmek için daha önce hiç kullanmadığınız araçları kullanmaya çalışın. Durumlar arasındaki ilişkileri ve bağlantıları görebilmek için bir adım daha geriye çekilip, geniş açıdan bakmayı deneyin. Başka konulardaki sorunların çözümüne bakın ve uygulanan yöntemlerden ilham bulmaya çalışın. Sizin yaşadığınız benzer sorunlara çözümler bulan insanların hikayelerini araştırın.
6. İçsel Bilgenize Danışın
Bir sorunla karşılaştığımızda, başkalarından akıl almak bazen bizlere kısa yollar sunabilmektedir. Örneğin basit bir internet araştırmasıyla bile diğer insanların çözümlerine ulaşabilir ve sorunlarınıza hızlıca çözümler bulabilirsiniz. Ancak hayatınızdaki önemli sorunun yanıtını internette ya da başkalarının fikirlerinde bulamazsınız. Bu sorunların çözümlerini sadece içinizde bulabilirsiniz.
İşte bu içsel bilgeliğinize ulaşmanın yollarından birisi de, size ilham veren bir insanı kafanızda canlandırarak onun görüşlerine baş vurmaktır. Bu kişi, görüşlerine değer verdiğiniz, belki de artık yaşamayan bir insan da olabilir, bir roman kahramanı bile olabilir. Onunla bir araya geldiğinizi, bu sorunu konuştuğunuzu ve size nasıl bir öneride bulunabileceğini hayal etmeye çalışın. Kendinize onun gözlerinden bakarak size verebileceği tavsiyeleri dinleyin. Unutmayın hayal gücünün sınırı yoktur.
Yaşamınızda size engel oluşturan bir şeyi ortadan kaldırmayı gerçekten çok isterseniz, kesinlikle bir çıkış yolu olduğuna karar verirseniz, izleyebileceğiniz bir yol ortaya çıkmış demektir, ondan sonra zafer kesindir. Joseph Murphy
Diğer bir yol ise, gece uyumadan önce bilinçaltı zekanızı göreve çağırmak ve bu sorunun yanıtını kendisinden istemekle mümkündür. Joseph Murphy’nin önerdiği şu teknik işinize yarayabilir: Ona göre uyku bir tür danışma bürosudur. Uyumadan önce bilinçaltınızın engin zekasının sizi yönlendirmesini ve size kılavuzluk etmesini isteyin. Ondan sonra, belki de uyanıkken gelecek olan haberleri bekleyin. Bir problemi çözmek mi istiyorsunuz ya da kaybolan bir şeyi mi bulmak istiyorsunuz. Bütün dikkatinizi çözüme odaklayın ve çözüme ulaştığınızda nasıl mutlu olacağınızı düşünün. Ve nasıl hissedecekseniz onu yaşayın. Sonra da uykuya dalın.
Yaşadığınız sorunun çözümüne yönelik farklı bir yöntem de kendinize dışarıdan bakmaya çalışmaktır. Bu sorunu, sanki bir arkadaşınızın başına gelmiş gibi düşünebilirsiniz. Kendisine bu sorunun çözümü için tavsiyeler verdiğinizi hayal edin. Ayrıca Joyce Chapman bizlere şunu önerir: “Çoğunlukla insanlara, bir sorun hakkında, onu başka birinin hikayesiymiş gibi görerek yazmalarını öneririm. Bu, olumsuz şeyleri olumluya dönüştürmek için değerli bir tekniktir.”
7. Sorunu Küçük Parçalara Ayırın
Büyük bir sorunla karşılaştığınızda, çoğu zaman endişeye kapılır ve ne yapacağımızı bilemeyiz. Ancak sorunu tanımlayıp ona farklı açılardan baktığımızda, sorunun sandığımız kadar korkutucu ve büyük olmadığına kanaat getirebiliriz. Bu aşamada kullanabileceğimiz bir diğer yaklaşım da, sorunu küçük parçalara bölebilmektir. Zamansal veya niceliksel olarak onu küçük lokmalar haline getirdiğimizde, onu yutabilmemiz daha kolay hale gelecektir. Her seferinde bir parçasına odaklanır ve başta gözümüze büyük görünen sorunu halletme şansımızı artırırız. Tıpkı bir karpuzu dilimler haline getirip yemek gibi. Çoğu zaman bu yöntemi kullanmak, hem motive edici hem de sonuç vericidir. Şimdi siz de kendi sorununuzu mümkün olduğunca küçük parçalara bölmeye çalışın. Ve ilk küçük parçaya odaklanarak eyleme geçmeyi deneyin.
8. Çözüme Yönelik Bir Eylem Planı Yapın
Pek çok insanın aslında ihtiyacı olan şey, çözüme yönelik bir yol haritasıdır. Dolayısıyla, hangi adımları atacağınızı gösteren bir eylem planına sahip olmak önemlidir. Öncelikle tüm seçeneklerinizi masaya yatırın. Elinizdeki kaynakları gözden geçirin. Yardım alabileceğiniz ya da fikir danışabileceğiniz kişileri düşünün. Örneğin bunun için bir kağıda zihin haritası çizmek faydalı olacaktır. Atacağınız adımları görselleştirmek, bütünü görmenizi kolaylaştıracaktır. Çözüme yönelik her bir seçeneğin artı ve eksilerini belirleyin. Ortak noktalarını ve farklı yönlerini ortaya koyun. Bu sayede, sadece birini seçmek yerine, seçeneklerinizi birleştirip daha iyi bir çözüme de ulaşabileceksiniz.
Ayrıca şu bilgileri de dikkate alabilirsiniz: Öncelikle bulduğunuz çözüm, ne kadar çok kişinin işine geliyor ve onlara bir fayda sağlıyorsa, gerçekleşme ihtimali o kadar fazla olacaktır. Mesela sizinle aynı sorunu yaşayıp üstesinden gelmiş insanlarla bir araya gelmeye çalışın. Sizin sorununuzu çözebilecek insanları tespit edin ve bunun karşılığında onların hangi ihtiyaçlarını giderebileceğinizi düşünün.
9. Eyleme Geçin
Bir sorunu çözmenin tek yolu, onun için eyleme geçmektir. İşte sizi motive edici bir uygulama: Yaşadığınız bu soruna bir çözüm bulduğunuzu düşünün, o zaman ne yapardınız? O anı gözünüzde canlandırın. Yaşadığınız bu deneyimi tüm duyularınızla hissetmeye, ayrıntılarıyla görmeye çalışın. Neler yaşıyorsunuz? Daha sonra, bu deneyimi yaşayan kendinize dışarıdan bakın. Motive edici değil mi? Bu imgelemeyi belirli aralıklarla yapmaya çalışın. Bu deneyimi ne kadar sık hayal ederseniz, bir gün gerçeğe dönüşme olasılığını o ölçüde artırmış olacaksınız. Eyleme geçerek sonuç almaya başladıkça, kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Ayrıca eyleme geçmeniz, sorunla ilgili yaşadığınız endişeyi hafifletecektir. Hemen şu anda kendinize bu konuyla ilgili ben ne yapabilirim diye sorun. Ancak bu eylem, tüm sorununuzu çözecek bir şey olmak zorunda değil. Sadece küçük bir parçasını çözmeye odaklanın. Zaten sorunu parçalara böldüğünüzde, eyleme geçmek için hangi kısma odaklanacağınızı bileceksiniz. Bu size moral verecek ve sizi motive edecektir. Eğer şu anda bir adım atamıyorsanız, adım atacağınız zamanki eylemlerinizi planlayın.
Hayatta yaşanan problemlerin çoğu iki nedenden kaynaklanır; düşünmeden hareket etmek ya da hareket etmeden düşünmeye devam etmek. Zig Ziglar
10. Çabanızı Kararlılıkla Sürdürün
Eğer buraya kadar anlatılan adımları gerektiği gibi uyguladıysanız, sorununuzla ilgili önemli bir yol katettiğinizi söyleyebilirim. Hatta onu çözmüş bile olabilirsiniz. Ancak elbette daha büyük sorunlar için biraz daha zamana ihtiyacınız olabilir, bu normaldir. Şimdi en azından bir sisteme ve gerekli araçlara sahipsiniz. Çözüme yönelik attığınız adımların her biri işe yarayacak ve sizi çözüme biraz daha yaklaştıracaktır. Bundan sonrası, planınıza sadık kalarak, geri kalan adımları kararlı şekilde uygulamanıza bağlı olacaktır. Şunu bilin ki, hiçbir şeyin işe yaramadığını düşündüğünüz anda, sonuca eskisinden çok daha yakınsınız demektir. Unutmayın, nehre düştüğünüz için boğulmazsınız, pes ettiğiniz için boğulursunuz.
Jacob Riis’in konuyla ilgili ilham veren bir anekdotu vardır. Der ki: Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa; ama değil kırmak, onda küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarım ki, taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.
Buraya kadar anlattıklarımızı özetlersek, öncelikle sorununuzu çözmek için bir sorununuz olduğunu kabul etmeli ve bunu çözmeye istekli olmalısınız. Sorununuzu tanımlayarak netleştirmeye çalışın. Unutmayın çözümü göremediğiniz için değil, sorunu göremediğiniz için çözümsüz kalırsınız. Soruna bakış açınızı değiştirin. Bir sorunu, onu ortaya çıkaran bilinç düzeyi ile çözemezsiniz. Siz, sorunlarınızın kurbanı değil, hayatınızın baş kahramanısınız, bunu aklınızdan çıkarmayın. Çözüme yönelik alternatif seçenekler geliştirin ve hepsinin bileşiminden meydana gelen daha iyi bir çözüme ulaşın. Soruna yönelik bilindik çözümler yerine, yaratıcı çözümler üretmeyi deneyin. İçinizdeki bilgeliğe güvenin ve sorunları çözecek tüm kaynaklara zaten sahip olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın. Çözüme yönelik bir eylem planı yapın ve sorunu küçük parçalara ayırarak, her biriyle tek tek yüzleşmenin keyfini çıkarın. Eyleme geçin ve çözüme yönelik küçücük bir adım atın. Bu size ihtiyacınız olan motivasyonu sağlayacaktır. Sonuç alamadığınızı düşündüğünüz anda, taş ustasının sabrını hatırlayın. Hiçbir sorun, kararlı çabalarınızın gücüne dayanamayacaktır. Sevgiyle kalın..
Kişisel Motivasyon Teknikleri: 60 Özel Teknikle Motivasyon Gücünüzü Artırın
Kaygı ve Endişelerle Baş Etmenin Yolları / İyimser Düşünme Teknikleri