Küçük, çirkin tırtıl, diğer bütün hayvancıklar renkli tüylerini kabartıp, caka satarken bir deliğe çekilir, utancından ortaya çıkamazdı. Bir gün, bu duruma daha fazla dayanamayacağını hisseden zavallıcık, karar verir: Süslenip, püslenecek, güzelleşerek ortaya çıkacaktır. Gece demez, gündüz demez süslenir, boyanır, tüylerini parlatıp kabartır. Fakat boşuna, güzelleşemez.
Bir ara, “Bana bakın!” diyerek ortaya atılır. “Ben de güzelim, gerçekten güzel tırtılım” der. Fakat ötekiler dönüp bakmazlar, üstelik arkasından alay edip gülerler. Küçük, çirkin tırtıl çaresiz; yine işe koyulur. Bu kez daha çok uğraşır; ve güzelleşir! Ne var ki “Ben gerçekten güzel bir tırtılım,” dedikçe, ötekiler daha fazla gülerler. Zavallı tırtıl mutsuz ve şaşkındır. Sonunda tepedeki ağaçtan olup bitenlerin hepsini seyreden yaşlı ve akıllı baykuş. “Görmüyor musun?” der, “onlar şimdi sen güzel değilsin diye gülmüyorlar; kendini güzel bir tırtıl sanmana gülüyorlar. Güzelsin güzel olmasına, ama dostum, sen artık bir tırtıl değil, bir kelebeksin.”
Cemal Yıldırım “Bilimsel Düşünme Yöntemi”