Rüzgarın Öğretisi, Cesaretin Dansı

Rüzgarın Öğretisi: Cesaretin Dansı... Zorlukların bizleri geliştirmesine izin vermeli ve içimizdeki korkuları cesaretle bilgeliğe dönüştürmeliyiz.

Rüzgarın Öğretisi: Cesaretin Dansı... Zorlukların bizleri geliştirmesine izin vermeli ve içimizdeki korkuları cesaretle bilgeliğe dönüştürmeliyiz.

Rüzgarın Öğretisi, Cesaretin Dansı

Uzak diyarlarda küçük bir sahil kasabasında yaşayan halkın, uzun süredir baş edemediği bir durum yaşanıyordu. Kasaba, denizin kıyısında olduğu için fırtınalara sık sık maruz kalırdı. Ancak son zamanlarda fırtına dinmek bilmiyordu. Ve uzun bir süredir balık avına çıkamamışlardı. Çıkanlarsa alabora olup geri dönmüşlerdi. Rüzgarın dinmeyen şiddeti, halkın içinde korku ve çaresizlik yaratmıştı. Bu durumdan en çok etkilenen gençlerdi, çünkü o bölgenin tek geçim kaynağı balıkçılıktı ve geleceklerini karanlık görüyorlardı.

Kasabanın büyükleri bu soruna bir türlü çözüm bulamamıştı. Onlardan ümidi kesen gençler sonunda kasabanın dışında yaşayan Malik adındaki yaşlı bir bilgeden yardım istemeye karar verdiler. Malik kasaba halkı tarafından pek anlaşılmazdı, hatta ona deli gözüyle bakılırdı. O yüzden toplumdan uzaklaşan Malik uzun süredir dağların hemen ardında ardında yalnız başına yaşıyordu.

Hemen yola koyulan gençler bir gün süren yolculuğun ardından Malik’in yanına vardılar. Onları büyük bir sevgiyle karşılayan yaşlı bilgeye yaşadıkları bu sorunlarından heyecanla bahsettiler.

Malik onları anlayışlı bir şekilde dinledi. Ve sonra gözlerini bir an uzaklara dikti. Kısa süre sonra gençlere dönüp “Size rüzgarın öğretisi hakkında hiç bilmediğiniz bir şeyden bahsedeyim,” dedi. Gençlerin meraklı gözlerle beklediği bu konuşma, onların yaşamlarını sonsuza dek değiştirecek dersler içeriyordu.

Malik, gökyüzüne baktı ve ellerini yavaşça havaya kaldırdı. O an, rüzgârın incecik dokunuşlarıyla etrafında dönmeye başladığı görüldü. Rüzgar döndükçe Malik de etrafında dönmeye başlamıştı. Sanki rüzgarla birlikte dansa başlamış gibiydiler. Orada bulunan gençler, bu olağanüstü manzarayı izlerken büyülenmişlerdi.

Bu olay yaşanırken Malik konuşmaya devam ediyordu: “Rüzgarın gücü,” gençler, “bizim korkularımızdan besleniyor. Onunla savaşmak yerine, onunla dans edebiliriz.”

Rüzgar şiddetini artırdıkça Malik de etrafında hızla dönmeye devam ediyordu. Çevredeki her şey rüzgarın gücüyle havalanırken, gençler de kendilerini güvenli bir yere aldılar. Ancak gözleri heyecanla Malik’in üzerindeydi.

“Rüzgarın dilini anlayın,” dedi Malik yüksek bir sesle: “Onunla uyum içinde olun ve sizinle konuşmasına izin verin. Rüzgarın gücünü kullanmayı öğrenirseniz, her türlü zorluğun üstesinden gelebilirsiniz.”

Sözlerini tamamladığında rüzgarın gücü de hafiflemeye başladı. Malik etrafında dönmeyi bıraktığında ise ortaya çıkan manzara inanılmazdı. Etraftaki her şey havalanmış ve etrafa yayılmıştı. Ama Malik sanki yenilenmiş gibiydi. Gençler bu inanılmaz deneyimin ardından kendi aralarında heyecanla konuştular. Artık fırtınayla nasıl baş edeceklerini anlamış gibiydiler. Malik sessizce olan biteni izlerken, onun bu inanılmaz gösterisi gençlerin sadece hafızalarına değil, hayatlarına da iyice kazınmışa benziyordu.

Oradan ayrılırken veda etmediler ama Malik’e olan minnettarlıkları gözlerinden okunuyordu. Bu deneyim sayesinde gençlerin cesaretleri iyice artmış ve kasabaya döndüklerinde ne yapacaklarını anlamışlardı.

Malik’in hikayesi, kasabada hızla yayıldı ve rüzgarın öğretisi tüm kasaba halkına ilham verdi. Artık yerli halkın amacı, fırtınayla savaşmak yerine onunla dans etmeyi öğrenmekti. Korkularını bir kenara bıraktılar, birlik oldular ve fırtınaya dayanabilecek güçte devasa bir tekne inşa etmeye karar verdiler.

Kısa sürede yeni teknelerini suya indiren yerli halk, el ele vermiş şekilde tekrar birlikte balığa çıkmaya başladı. Bu tekne sayesinde fırtınanın kıyıya getirdiği balıkların kolayca yakalandığını fark ettiler. Artık kasaba halkı fırtınaya karşı değil, fırtınayla yaşama bilinci kazandı. Ve onun getirdiği nimetlerle bolluk ve bereket içinde yaşamaya başladılar.

Sonunda, kasaba halkının başarısı tüm bölgede dilden dile yayılarak bir efsaneye dönüştü. Bu efsanenin mimarı Malik’in bilgeliğiydi. Ve onun sayesinde rüzgarla dans eden bu insanların yaptıkları destansı bir hikâye haline geldi.

Kasaba halkı bu yaşananların ardından büyük bir yazıt inşa etti. Kasabanın girişindeki bu yazıtta şunlar yazıyordu:

Zorlukların bizleri geliştirmesine izin vermeli ve içimizdeki korkuları cesaretle bilgeliğe dönüştürmeliyiz.

Bilge Malik’e Sonsuz Teşekkürler

 

Gökhan

 




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir