Yıllar geçtikçe, düşündükçe korkup endişelendiğim şeylerin yüzde doksanının gerçekleşmediğini gördüm. Yıldırım çarpmasından ölmekten korkuyordum, ama istatistiklere göre yıldırımdan ölme olasılığının yalnızca üç yüz elli binde bir olduğunu biliyordum. Diri diri gömülme korkum çok daha anlamsızdı… Eğer bir şeylerden korkup endişelenmem gerekiyorsa, yıldırım çarpmasından ya da diri diri gömülmekten korkmak yerine kansere yakalanma endişesine kapılabilirdim. Ki onun olasılığı sekizde birdi.
Elbette bunlar çocukluk ve gençlik döneminde yaşadığım korku, endişe ve üzüntüler. Ancak olgunluk döneminde yaşananlar da en az bunlar kadar komik. Ortalamalar yasasına göre, endişelerimizin yerinde olduğunu gösteren bir durum olup olmadığını anlayan kadar yakınmayı bırakırsak, bu endişelerin onda dokuzundan kurtuluruz.
Dünyanın en ünlü sigorta şirketi olan ve Londra’da bulunan Lloyd’s, insanların gerçekleşme olasılığı çok düşük olan şeyler konusunda duydukları üzüntülerden dolayı milyonlarca dolar kazandı. Lloyd’s Of London, insanlarla, korktukları felaketlerin asla gerçekleşmeyeceğine dair bir tür bahse giriyor. Ancak buna ‘bahis’ değil, ‘sigorta’ deniyor. Aslında bu, ortalamalar yasasına dayanarak girilen bir bahisten başka bir şey değil gerçekten. Bu ünlü sigorta şirketi tam iki yüz yıldır gücünü koruyor ve insan doğası değişmediği sürece de bundan sonra elli yüzyıl daha, ortalamalar yasasına göre en azından insanların düşündüğü kadar sık ortaya çıkmayacak felaketler karşısında ayakkabıları, gemileri sigorta ederek gücünü sürdürecek.
Dale Carnegie – Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak