İnsanlar huzur ve rahatlığı hayal ettiklerinden dolayı, emekliliği dört gözle beklerler. Ama genelde elde ettikleri sık doktor ziyaretleri, reçetelerde artış, depresyon ve çoğu zaman da erken ölüm. İnsan bedeni rahatlık peşinde değil, zorlanmanın peşindedir.
Ve belki de bu tezi insan sisteminden tüm canlı varlıklara yayabiliriz.
Stewart Emery, Kaliforniya’da amiplerle yapılmış son derece şaşırtıcı bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. ‘Gerçekleştirme’ isimli kitabında, yaşayan organizmaların büyümesi için en iyi şartların ne olduğunu bulmak için amip dolu iki tank ile yapılmış bir deneyin sonuçlarını paylaşıyordu.
Tanklardan birinde bulunan amiplere en üst seviyede rahatlık sunulmuş. Tankın içerisindeki ısı, nem oranı, su seviyesi ve diğer tüm şartlar yaşamayı ve üremeyi son derece kolaylaştıracak bir hale getirilmiş. Diğer tanktaki amipler ise zorlu şartlara maruz bırakılmış. Su seviyesi, ısı, protein seviyesi ve diğer tüm koşullar sürekli olarak değiştirilmiş.
Araştırmacıları en çok şaşırtan sonuç ise zor şartlar altında yaşayan amiplerin rahatlık bölgesinde bulunan amiplere oranla daha çabuk büyüyüp güçlenmeleri olmuş. Araştırmacılar bu deneyin sonucunda, ortam mükemmel hale getirildiğinde yaşayan canlıların çürüyüp öldüğüne ama diğer yandan zorluk ve sıkıntıya maruz bırakılanların güçlenip yaşama gücünü ortaya koydukları fikrine varmışlar.
Bu aslında savaş dönemlerinde Amerika’daki intihar oranının neden aşağıya doğru indiğini de açıklayabilir. Ve son derece rahat bir hayatın garanti edildiği Danimarka’da intihar oranının dünyada birinci geldiğini.
Ölüm ve rahatlık bölgesi arasında pek fark yoktur. Çizgiyi geçmek son derece kolaydır.
Tekdüzelik ve mezar arasındaki mesafe de sadece birkaç adımdan ibarettir.
Steve Chandler, “Kendini Yeniden Keşfet”
Kaynak: Steve Chandler (2011) “Kendini Yeniden Keşfet” (Çev. Çiğdem Samsunlu), Yakamoz Kitap, İstanbul. s.77-78