Gündelik yaşamın koşuşturması içinde zihnimizi hızla değişen durumlara uygun hale getirmek kolay değildir. Karar vermek, sakin kalmak, iyi hissetmek zihnin farklı şekillerde çalışmasına ihtiyaç duyar. Duygusal bir moddayken, mantıklı davranmak nasıl zorsa, kafamız karışıkken sağlıklı kararlar vermek de o ölçüde zordur.
Ayrıca buna yaşadığımız stres, endişe veya kaygılar da eklenince beynimizin kendisinden istenen performansı göstermesi daha da zorlaşır. İçindeki eşsiz bilgeliğe ulaşmakta güçlük çeken zihnimiz, kafa karışıklığı, dikkat eksikliği, kararsızlık veya dalgınlık gibi pek çok sorunu bir arada yaşayabilir. O yüzden beynimizi istediğimiz anda hazır duruma getirebilme becerisine sahip olmak büyük bir öneme sahiptir. Bunun için bir süredir üzerinde çalıştığım Zihin Odaları Tekniği zihinsel performansımızı artırmada bizlere kullanışlı bir çözüm sunacaktır.
Tekniğin gücü basitliğinden ve yarattığı eşsiz sonuçlardan geliyor. Temel amaç, ihtiyaç duyduğumuz zihinsel duruma hızlıca ulaşmakta zihinsel kaynaklarımızı en iyi şekilde organize edebilmektir.
Zihninizi odalardan oluşan bir ev olarak hayal edin. Her bir odası, zihninizin farklı bir işlevini yerine getiriyor. Tıpkı yaşadığınız herhangi bir evde olduğu gibi. Hangi odanın nasıl bir işleve sahip olduğunu kurguladığınızda, artık ona giden hızlı ve kısa bir yol oluşturmuş olursunuz. Gerçek dünyada yemek yapmak için evinizdeki mutfağa gidersiniz. Ancak zihinsel dünyanızda buna benzer bir işlemi yapmak için beyninizin neredeyse her odaya baktığını ve de çoğu zaman çıkmaza girdiğini bir düşünün. Gün içinde pek çok kez farklı durumlarla karşılaşır, farklı zihin yapılarına girip çıkmak durumunda kalırız. Ancak beynimiz biraz önce saydığımız nedenlerden ötürü bunu aynı hızda yapamaz ve sonuçta istemediğimiz durumlarla karşı karşıya kalırız. Moralimiz bozulur, yanlış kararlar verir, maddi zararlara uğrar ve çoğu zaman kendimizi kaybederek istemediğimiz davranışlarda bulunur, sonucundan pişmanlık duyarız.
Uygulamamızın özeti şu şekilde: Öncesinde rahat bir konuma geçip, hayalimizde bir ev imgesi oluşturuyoruz. Bu ev bizim zihnimizi ya da zihinsel dünyamızı temsil ediyor. Her bir odasını konumlandırıp düşünsel modlarımızı biçimlendiriyor ve çalışmayı tamamlıyoruz. Daha sonra gün içinde ihtiyaç duyduğumuz anlarda, zihinsel evimizin ilgili odasına girerek, amaçladığımız zihinsel duruma hızlıca geçiş yapıyoruz. Böylece karşılaştığımız olaylarda en doğru zihinsel durum içinde bulunarak en iyi kararları verebiliyor ve en uygun davranışları sergileyebiliyoruz.
