Yaratıcı, zeki bir insan güç peşinde koşmaz. Zeki insan başkaları üzerinde hâkimiyet kurmakla ilgilenmez. Onun ilgilendiği konu, kendini bilmektir. Dolayısıyla en yüksek zekâ özelliğine sahip insanlar mistisizme yönelir, en vasat olanlar güç peşinde koşar. O güç dünyevi, politik olabilir; para olabilir, milyonlarca insan üzerinde ruhsal hâkimiyet kurmak olabilir ama asıl dürtü daha daha çok insana hükmetmektir. Bu dürtü kendini bilmemekten ve kendini bilmediğini bilmek istememekten doğar. Varlığının tam merkezinde hüküm süren cehaletin farkına varmaktan çok korkuyorsun. Bu karanlıktan bu yöntemlerle kaçıyorsun: para hırsı, güç hırsı, saygınlık hırsı, rütbe hırsı. Ve kendi içinde karanlık olan bir insan, yıkıcı her şeyi yapabilir. Yaratıcılığın böyle bir insandan çıkması imkânsızdır; çünkü yaratıcılık bilinçli, biraz uyanık olmandan doğar. Işık, sevgi ve yaratıcılık kimseye hükmetmekle ilgilenmez. Ne için? Başkası, başkasıdır; ne sen kimseye hükmetmek istersin ne de başkası sana hükmetsin istersin. Özgürlük, sadece birazcık uyanık olmanın lezzetidir.” Osho