Bir şey sona ermek için başlamıştır.
Kötülük, ancak tam hızla giderken dengede kalabiliyordu, bisiklette olduğu gibi…
Serüven uzamaya gelmez, ona anlam veren ölümüdür yalnız.
Gerçek deniz soğuk ve karadır, içinde hayvanlar kaynaşır, insanları aldatmak için yapılmış ince yeşil zarın altında sürüklenerek ilerler. Çevremdeki şu hava perileri, kendilerini bu aldanışa bırakmış, yalnız ince zarı görüyorlar; ben altını görüyorum.
Her an, ardından geleni getirmek için ortaya çıkar.
İnsanın özgürlüğü, kendisine yapılanlara karşı takındığı tavırda gizlidir.
Var olmak susamadan içmek gibi bir şeydir.
En büyük günah pişmanlıktır.
Aşk; iki insanın bilinçlerini birleştirme çabasıdır. Boşuna bir çaba, çünkü insan kendi bilincine mahkumdur.
Varlığında, varlığın var olmasının söz konusu olduğu bir varlık olarak var olan bir varlığım.
Resmi payeleri hep reddettim. Legion d’Honneur’ü de kabul etmemiştim. Fransız akademisine de girmedim. Yazar kendisinin bir kuruma dönüştürülmesini reddetmelidir. Bu onur verici bir paye dahi olsa bunlar kişisel nedenlerim. (Nobel Ödülünü reddettikten sonra)
Cehennem başkalarıdır.
İnsanoğlu özgürlüğe yazgılıdır; çünkü, bir kere dünyaya atıldıktan sonra yaptığı her şeyden sorumludur.
Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür.
Birini sevmeye, koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. Güç ister, yürek ister, körlük ister. Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki uçurumun üstünden sıçramak ister; düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu.
Her seçim bir vazgeçiştir.