Albert Camus

Ateşten ve yiyecekten yoksun bir insan için özgürlük, hiç de acelesi olmayan bir lükstür.
  Başardığımız her iş bizi köleleştirir, çünkü daha iyisini yapmaya zorlar
    Başarı kolay elde edilir, zor olan başarıyı hak etmektir.
   

Bazılarının, sadece normal olmak için ne büyük çaba sarf ettiğini kimse fark etmiyor.
    Ben dilimin sınırlarında nöbet beklerim.
    Ben umutsuzluğu ve bu dertli dünyayı kabul etmeyerek, insanların birleşmesini ve kötü yazgılarına karşı savaşmalarını istiyordum
    Benim uğraşım, kitaplarımı yazmak, insanlarım ve halkım tehdit edildiğinde savaşmaktır. Hepsi bu.
    Bir insan söyledikleri kadar söylemedikleriyle de insanlaşır.
    Bir insanı sevmek, onunla birlikte yaşlanmaya razı olmaktır.
    Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.
    Bir yapıtın kalbinde, orası karanlık bile olsa sönmeyen bir güneş parlar.
    Bir yazarım. Ben değil kalemim düşünür, anımsar ya da kuşatır.
    Bütün büyük olayların, büyük düşüncelerin önemsiz bir başlangıcı vardır.
    Büyük olmanın yolu da, deha gibi çalışma ve alınterinden geçer.
    Çağdaş siyasi toplum, insanları mutsuzluğa düşürme makinesidir.
    Dostlarım, şimdi ben size büyük bir şey söyleyeceğim. Sakın kıyametin kopmasını beklemeyin, o hergün kopmaktadır.
    Dünya aydınlık olsaydı, sanat olmazdı.
    Dünyada her kötülük, hemen her zaman cehaletten gelir.
    Dünyanın en eski mesleği “kendini satmak”tır. Bunu “fahişelik” ile karıştırmak da bir o kadar eski bir yanılgıdır.
    Evren insan için uyumsuzdur ve bilinemez.
    Evrenimin gizi: İnsandaki ölümsüzlük isteğine kapılmadan Tanrı’yı düşlemek.
    Felsefe, utanmazlığın çağdaş biçimidir.
    Geceler sonsuz değildir.
    Geleceğe yönelik gerçek cömertlik, şu an mevcut olan her şeyden vazgeçmeyi içerir.
    Gölgesiz güneş yoktur ve geceyi tanımak gerekir.
    Haklı olma ihtiyacı, sıradan insanlara özgüdür.
    Hatırlamak için yavaşlar, unutmak için hızlanırız.
    Hayat ve ahlak hakkında bildiğim her şeyi futboldan öğrendim.
    Hepimiz öleceğimize göre, ne zaman ve nasıl olduğunun önemsizliği meydandadır.
    Her şeye katlanabilirim, yeter ki içimde o yoğun ve coşkun yalımı duyayım.
    Her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluruz.
    Hiçbir sanatçı gerçekten vazgeçmez.
    Hiçbir şey, büyüklük kadar sade değildir; çünkü sade olmak, biraz da büyük olmaktır.
    Hürriyet, tarihin kaybolmayan tek değeridir.
    İnancın yere düşerse silahın da yere düşer.
    İnsan, kendi kendisinden saklamaya çalıştığı yanını sevmez.
    İnsan, kendisine bir mânâ vermeye çalışan tek mahlûktur.
    İnsan “ne ise o olmayı” reddeden tek yaratıktır.
    İnsan da, yaşam da saçmadır; boşunadır, rastgeledir, sağlam hiç bir şey yoktur; ama yine de yaşamak gerekir.
    İnsan hiçbir zaman tamamıyla mutsuz olmaz.
    İnsan insan olmadığı sürece insanlar insan gibi yaşayamaz.
    İnsan kendisi için gerçek ve mutlak olan mutluluğa yaşamı boyunca yalnız bir kez erişir ve geri kalan tüm yaşamını bu mutluluğa tekrar ulaşmaya adar.
    İnsan söyledikleriyle değil, söylemedikleriyle insanlaşır.
    İnsan tümüyle suçlu değildir çünkü tarihi o başlatmadı, ama tümüyle suçsuz da değildir çünkü tarihi sürdürdü.
    İnsanı savunuyorum, çünkü düştüğünü gördüm.
    İnsanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermektir.
    İnsanın parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır.
    İnsanlar için en ideal düzen, onların mutlu olduğu düzendir.
    İnsanlarla uzun süre yaşayamıyorum. Sonsuzluğun payından bana biraz yalnızlık gerek.
    Kendine bir anlam arayan tek varlık insandır.
    Kışın en soğuk zamanında, ben nihayet içimde yenemediğim bir yaz olduğunu öğrendim.
    Kötülük cehaletten gelir.
    Mutluluk, bizi zorlayan kadere karşı kazanılan zaferlerin en büyüğüdür.
    Mutluluk şansı olmasaydı, adaletin hali ne olurdu.
    Ölüm bir istatistik ve devlet işi oldu mu, dünya işleri artık iyi gitmiyor demektir.
    Ölüm korkusunu aşmadıkça insan için özgürlük yoktur. Ama intihar ile değil. Bu korkuyu aşmak için kendini bırakmamak gerekir. Hiç burukluk duymadan, korkmadan ölebilmeli.
    Önümden gitme seni izleyemeyebilirim, arkamdan da gelme yol gösteremeyebilirim; yanımda yürü ve yalnızca dostum kal.
    Özgürlük gelecek umudu değildir. O, şu ‘an’adır ve insanlarla ve şu andaki dünyayla uyumludur.
    Sanat, sanatçıyı insanlardan ayrılmamaya zorlar.
    Sanat bence en büyük sayıda insanı ortak acılar ve sevinçlerle coşturacak görüntüleri, biçimleri bulmaktır.
    Sanat hem bir coşma, hem de bir yadsıma işidir.
    Sözün gelişi ‘dostlarım’ diyorum, dostum yok artık, sadece suç ortaklarım var. Onların da sayısı pek çoğaldı, bütün insanlar suç ortağım benim. En başta da siz geliyorsunuz. Kim yanımdaysa birinci odur.
    Ya zamanla birlikte yaşar ölürsün, ya daha yüce bir yaşam uğruna zamanın dışına çıkarsın.
    Yaratıcı olarak ölümün kendisine hayat verdim. Ölmeden önce yaptığım şey bu.
    Yaşama umutsuzluğu yoksa yaşama aşkı da yoktur.
    Yaşamak kendi başına bir değer yargısıdır. Nefes almak ise; yargılamaktır.
    Yaşamanın tadını çıkarmaktan korkana aptal derim.
    Yazar, sanatını büyük yapan şu iki görevi yüklenmelidir; gerçeği ve özgürlüğü.
    Yazılan her şey yaşanamaz; ama insan bunu yapmayı deneyebilir.
    Yirminci yüzyılımız korku çağıdır. Diyeceksiniz ki korku bir bilim değildir; ama bu korkuda bilimin payı var.
    Zamanımdan ayrılamayacağımı anlayınca, onunla birleşmeye karar verdim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir