Uyu, Öğren, Başar!
Yaşamımızın yaklaşık üçte birini uyuyarak geçiriyoruz. Ancak uykunun gizemine dair pek çok bilgi son yüz yıl içerisinde yapılan araştırmaların sonuçlarına dayanıyor. Yine de tüm bunlar buzdağının sadece görünen yüzü. Son araştırmalar gösteriyor ki uyku, özellikle günlük yaşamımızı, öğrenme sürecimizi ve başarımızı sandığımızdan çok daha fazla etkiliyor.
Richard Wiseman “Gece Okulu” adlı başarılı eserinde uykunun günlük yaşamımızı etkileyen gizemli yanlarını ele almıştır. Yazar kitabında güncel araştırma sonuçlarıyla desteklediği verilerle uykunun, öğrenme sürecimiz, sağlığımız ve başarımız üzerindeki etkisine dair önemli çıkarımlarda bulunuyor. İşte onlardan bazıları (Wiseman, 2018; 152-164):
Uyku Öğrenme İçin Elzem Midir?
Araştırmacılar, uykunun gün boyu öğrenilen bilgilerin hatırlanması ve becerilerin kalıcı hale gelmesi açısından önemli bir ön koşul olduğunu belirtiyor. Buna göre, önemli bir sınava ya da görüşmeye hazırlanırken bir gece önce geç vakitlere kadar bildiklerini beyinize doldurmaya çalışmaktan kaçınmalı ve uykunuzdan fedakarlık etmemelisiniz. Onun yerine erken yatmalısınız. Uyandığınızda kendinizi daha canlı hissedecek ve bir gün önce öğrendiklerinizi daha iyi anımsadığınızı göreceksiniz.
Uykuda Öğrenme Mümkün Müdür?
Uykuda öğrenmeyle ilgili tarihsel araştırmalar göz önüne alındığında ve en son bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, uykuda öğrenim CD’lerinin uykunuzda yabancı bir dil öğrenmenize yardımcı olacağını gösteren bilimsel kanıtlar mevcut değildir.
Uykusuzluğun Akademik Başarıya Etkisi
Uykusuz kalmanın akademik performansa etkisi sandığımızdan daha fazladır. 2013 yılında elliden fazla ülkeden yaklaşık bir milyon öğrencinin eğitsel başarısı ve uyku alışkanlığı hakkında yapılan bir incelemede, on üç ve on dört yaşındaki gençlerin %80’inin yeterince uyumadığı ortaya konuldu. Araştırmacılar bunun gece geç vakitlere kadar cep telefonları ve bilgisayar kullanmaktan kaynaklandığını düşünmektedir. Uykusuz kalmanın sonucunu araştıran bir başka çalışmada, yüksek not alan öğrencilerin, düşük not alanlara kıyasla yaklaşık kırk dakika daha erken yattıkları ve yaklaşık yirmi beş dakika daha fazla uyudukları belirlenmiştir.
Bebekler Neden Bu Kadar Çok Uyur?
Yenidoğanların çoğu, günde yaklaşık on iki saat uyur. Araştırmacılar bebeklerin uyurken dünyanın gidişatıyla ilgili bilgileri depoladıklarını, öğrenecekleri çok fazla şey olduğu için bu kadar uzun süre uyuduklarını ileri sürdüler. Bir araştırmaya göre bebekler sadece dinlenmek için değil, aksine uyanık olduklarında yaşadıkları deneyimleri değerlendirmek ve sınıflandırmak için uykuya dalıyorlar.
Beceri Geliştirmede Uykunun Önemi
Bir beceri geliştirirken göz ardı edilen konuların başında uyku gelmektedir. Yatmadan hemen önce uygulama, deneme ya da antrenman yapmamanız gereklidir. Araştırmalar uyumak için en uygun zamanın antrenmandan yaklaşık beş saat sonra olduğunu gösteriyor.
Araştırmalar bir beceriden hemen sonra bir ikincisine başlamanın birincisindeki gelişmeyi engellediğini ortaya koyuyor. Farklı becerilerin öğrenilmesi arasında en az dört saat zaman farkı olmalı ve mümkünsebu süre zarfında uzun bir şekerleme yapmalısınız.
Belirli araştırmalarda gereğinden fazla uyumanın sporcuların başarısı üzerindeki etkisi üzerinde durulmuştur. Üst düzey sporcular üzerinde yapılan bir araştırmada, haftalar boyu her gece on saat uyuyan sporcuların anlamlı düzeyde performans artışı sergilediği bulgulanmıştır.
İnsanlar yaşlandıkça çoğunlukla isimleri, tarihleri ve günlük olayları anımsamakta zorlanır. Birçok bilim insanı bu hafıza kaybının yaşlıların geceleri daha az uyumasına, dolayısıyla öğrenme için gerekli nitelik ve nicelikte uyku çekmemelerinden kaynaklandığına inanıyor.
Şekerlemenin Gücü
Gün içinde yapılan şekerlemelerin etkisini araştıran çalışmalar da vardır. Yeni bir şey öğrendikten sonra yapılan kısa kestirmeler belleği güçlendirmektedir. En kısa kestirmeler bile kişilerin ruhsal durumunu, tepki verme süresini ve uyanıklığını dikkate değer oranda geliştirmektedir. Uzun dönemli bir çalışmanın sonucuna göre, haftada üç gün en az otuz dakika güzellik uykusuna yatanların kalp hastalığından ölme riskinin %37 daha az olduğu görülmüştür. Bu sonuç her gün öğle uykusuna yatılan kültürlerde kalp hastalıklarının neden bu kadar az görüldüğünü açıklayabilir. Tavşan uykusunun sağlığa katkısının kişinin kan basıncını düşürmesinden kaynaklandığı belirtilmektedir.
Uykunun gizemine dair tüm bu sorular ve yanıtları pek çok bilimsel araştırmanın sonuçlarına dayanıyor. Uyku sadece bedenin dinlenmesi için değil, zihinsel ve fiziksel dengenin korunması için ihtiyaç duyulan gerekli bir aktivite. Uyku süresince zihnimiz çalışmasına farklı bir düzlemde devam ediyor ve gün boyu yaşanılan pek çok öğrenme deneyiminin kalıcı hale gelmesine önemli bir katkı sağlıyor.
Albert Einstein’ın günde tam 12 saat uyuduğu dile getirilir. Bu durum günümüz insanı için oldukça ütopik görünse de uykunun oldukça bireysel bir gerçeklik olduğunu da güzel ifade ediyor. Ancak bir şeyin ne kadar fazla olduğunun ölçütü kişisel bir görüşken, azlığıyla ilgili gerçeklik insan olmanın doğasıyla belirleniyor. Yani uyku gibi fiziksel bir ihtiyacın yeterince karşılanmaması her insanın yaşamsal dengesini bozabilecek bir potansiyele sahip. O yüzden vaktiniz varken tomurcukları toplayın ve uyumanın keyfini çıkarın. Uyku süreciniz uyanık yaşamınızı sandığınızdan daha fazla belirliyor.
Gökhan
Kaynak: Richard Wiseman (2018) “Gece Okulu” (Çev. Ekin Duru) Pegasus Yayınları, İstanbul.