Nasreddin Hoca’dan Gelişim Öyküleri
Nasreddin Hoca’nın birbirinden güzel öyküleri, güldürmesinin yanında düşündürmesiyle de ünlüdür. İçlerinden bazıları kişisel gelişim bağlamında oldukça değerlidir. İşte bizden birinin, Nasreddin Hoca’nın gelişim öyküleri.
AY ESKİYİNCE
– Hoca Efendi, bizim bir derdimiz var… Hoca:
– Söyleyin bakalım, diye cevap verir.
– Merak eder dururuz. Yeni ay girince, eski Ay’ı ne yaparlar?
Hoca gülerek cevap verir:
– Eski Ay’ı ne mi yaparlar? Bunu bilmeyecek ne var! Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar.
BALIK AKLI
Ev hanımı kocasına:
– Aman efendi, der. Hoca, her zamanki gibi kokuyu alıp gelebilir. Kızaran balıkların irilerini, oğlan için dolaba saklayalım.
Hoca, bu konuşmalardan sonra, kapıyı çalar:
– Komşum, bereketli olsun. Balığın güzel kokusu, bütün mahalleyi sardı… der.
Komşusu Hoca’yı içeriye alır. Yemeğe otururlar. Hoca, önüne konan küçük balıklara bakar, bir şeyler mırıldanır. Sonra, balığı kulağına götürür, onu dinler gibi yapar. Bu durumu gören ev sahibi sorar:
– Hayrola Hocam, ne yapıyorsun öyle?
– Balıkla konuşuyorum. Bunları pek küçük gördüm de, “siz hangi deryanın kuzularısınız?” diye sordum.
Komşu, hayretle:
– Peki, o sana ne dedi? diye sorar.
Hoca hemen cevap verir:
– Biz çok küçüğüz, nereden geldiğimizi bilemeyiz. Dolapta büyüklerimiz var. Siz, onlara sorun, dedi.
Ev sahibi, dolaptaki balıkları sofraya getirir.
ELİMİ AL
– “Elini ver, elini ver” diye bağırmışlar. Ama adam elini uzatmamış. Tam göz göre göre boğuluyormuş ki Hoca seslenmiş:
– Yahu! o vermeyi bilmez. “Elimi al ” diye bağırsanıza.
EŞŞEK MUHABBETİ
“Hoca ayıp değil mi? Eşeğe o kadar yükü nasıl taşısın?”
Hoca da oğlunu eşekten indirip yanından yoluna devam etmiş. Aradan zaman geçmiş bir insan;
“Ayıp ulan ayıp. Küçücük çocuk yürütülür mü?”
Hoca çocuğu eşeğe oturtmuş. Kendi yoluna devam etmiş. Aradan yine zaman geçmiş birisi;
Bu zamane çocukları böyle işte, ihtiyar babaları yürür kendileri eşeğe biner. Bu söz çocuğun ağrına gider ve eşekten iner ikisi de yayan giderler. Oradan gevezenin birisi :
Enayilere bakın eşek önde gidiyor bunlar yayan.
Bunun üzerine Nasreddin Hoca :
Görüyorsun ya oğlum elalemin ağzı torba değil ki büzesin…
KIVIRMAK
– Bana sen mi vurdun? demiş adama.
Adam: “Ben vurdum ne olacak” demiş.
Hoca: “Şakadan mı vurdun ciddiden mi?” demiş.
Adam: Ciddi vurdum napacan?
Hoca: “Aman aman, öyle olsun… Çünkü şakadan hiç hoşlanmam da…”
HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK?
Birisi :
– Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki? Bir başkası:
– Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? diye konuşmuş. Bir diğeri de :
– Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor.
Hoca kızmış:
– Yahu demiş, iyi güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?
BU DA DÜŞÜNÜR
– Satılık hindii….Satılık hindii….Yirmi altına satılık hindi !
Şaşırmış pazardakiler.
– Yahu hocam demişler. Bir hindinin yirmi altın ettiği nerde görülmüş.
– Ne olmuş diye çıkışmış Hoca. Demin bir kuşu on beş altına sattılar.
– Ama o papağandı demişler. Tıpkı insan gibi konuşuyor o.
– Olsun demiş Nasreddin Hoca. O konuşuyorsa bu da düşünür!
CENNET VE CEHENNEM
– Cennete mi gitmek istersin yoksa cehenneme mi gitmek istersin, hangisine gitmek istersin?
Hoca bir bakmış cennette herkes tespih çekiyormuş, ama cehennemde herkes müzik açmış oynuyormuş. Nasreddin Hoca meleğe cevabını vermiş:
– Cennette benim canım sıkılır, cehennemde ise canım sıkıldıkça oynarım” demiş. Ve cehennemi tercih etmiş. Tam cehennemin kapısından girmiş ki…
Şeytan: Eylenme bitti herkes kazanlaraaaaaaaaa !!.
LAMBA
Nasrettin Hoca, “Özür dilerim” demiş.
HİÇLİK MAKAMI
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca; “hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “Hiç!”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: “Hiçlik makamında!”