İyimserlik Testinin Yorumlanması

 

Kimler Hiç Pes Etmiyor: “Açıklama Tarzı”

Başınıza gelen küçük büyük aksiliklerin nedenleri hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Kolay pes eden bazıları, şanssızlıkları konusunda “Hep benim yüzümden, sonsuza kadar sürecek, yaptığım her şeye zarar verecek” demeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Şanssızlığa yenilmeyi reddeden diğerleri ise “Koşullar yüzünden böyle oldu, zaten çabucak geçer, dahası, yaşam bundan ibaret değil ki” derler.

Açıklama tarzının üç önemli boyutu vardır: (1) Kalıcılık, (2) Yaygınlık, (3) İçselleştirme.

1. Kalıcılık (Kalıcı-Geçici): Kolayca pes eden insanlar, başlarına gelen kötü olayların nedenlerinin kalıcı olduğuna inanırlar. Kötü olaylar devam edecek, yaşamlarını etkilemek üzere her zaman orada olacaklardır. Çaresizliğe karşı direnen insanlar ise kötü olayların nedenlerinin geçici olduğuna inanırlar. Bir insanın ne süreyle pes edeceğini “kalıcılık boyutu” belirlemektedir. Kötü olaylara getirilen kalıcı açıklamalar uzun süreli çaresizlik, geçici açıklamalar ise esneklik ortaya çıkarır.

Kötü olayları her zaman ve hiçbir zaman diye düşünüyor, değişmez özellikler olarak görüyorsanız, kalıcı, kötümser bir tarzınız vardır. Zaman zaman, son zamanlarda diye düşünüyor, nicelik gösteren ifadeler kullanıyor ve kötü olayları geçici koşullara bağlıyorsanız, iyimser bir tarzınız var demektir.

Kalıcı Kötü Puanı, kötü olayların nedenlerini ne kadar kalıcı görme eğilminde olduğunuzu sınamaktadır.

Başarısızlık herkesi en azından bir anlığına çaresiz bırakır. Bu, mideye bir yumruk yemek gibidir canınız yanar. Ancak kimi insanlar söz konusu olduğunda duyulan acı, neredeyse anında geçer. Bunlar toplam puanı 0 ya da 1 olan insanlardır. Diğerleri söz konusu olduğunda ise acı devam eder; kaynar, köpürür ve kine dönüşür. Bunlar, 7 ya da 8 puan alan insanlardır. Küçük aksaklıklardan sonra bile, günler, hatta aylar boyunca çaresiz kalırlar. Büyük yenilgilerin ardından ise hiç toparlanamayabilirler.

İyi olayların nedenlerinin kalıcı olduğuna inanan insanlar, geçici olduğuna inananlara göre, daha iyimserdirler. İyimser insanlar, iyi olayları kendilerine kalıcı nedenlerle, “her zaman” ifadesini kullanarak, “kişisel özellikler” ve “yeteneklerle” açıklarlar. Kötümserlerin başarıları için dile getirdikleri nedenler, “ruh halleri” ve “çaba” gibi geçici nedenlerdir ve kullandıkları ifade de “bazen”dir. (Her zaman şanslıyımdır/Bugün şanslı günüm; Yetenekliyim/Çok çaba harcadım; Rakip tanımam/Rakibim yorgundu).

Kalıcı İyi Puanı, iyi olayların nedenlerini ne kadar kalıcı görme eğiliminde olduğunuzu sınamaktadır.

İyi olayların nedenlerinin kalıcı olduğuna inanan insanlar, başarıya ulaştıktan sonra eskisinden de fazla çaba gösterirler. İyi olayların nedenlerinin geçici olduğunu düşünenler, elde ettikleri başarının bir rastlantı olduğuna inanır ve başarıya ulaştıkları zaman bile pes edebilirler.

2. Yaygınlık (Özgül-Evrensel): Kalıcılık zamanla ilgilidir. Yaygınlık uzamla ilgilidir. Başarısızlıkları için evrensel açıklamalar yapan insanlar, bir alanda başarısız oldukları zaman her şeyden vazgeçerler. Özgül açıklamalar yapan insanlar ise, yaşamlarının o alanında çaresiz kalırken, diğer alanlarında yüreklilikle yollarına devam ederler. (Hoca insafsız/ Öğretmenlerin hepsi insafsız; beni itici buluyor/ Ben iticiyim; Bu kitap işe yaramaz/ Kitaplar işe yaramaz).
 
Evrensel açıklamalar pek çok durumda çaresizlik yaratırken, özgül açıklamalar yalnızca sorunlu alanda çaresizliğe neden olur.
 
Yaygın Kötümser Puanı, başa gelen kötü olayların ndenlerini ne kadar evrensel ya da özgül görme eğiliminde olduğunuzu ifade eder.

İyimser bir insan, kötü olayların nedenlerinin özgül olduğuna, öte yandan iyi olayların yaptığı her şeyi zenginleştireceğine inanırken, kötümser bir insan, kötü olayların evrensel nedenleri olduğu ve iyi olaylara da özgül etkenlerin yol açtığı inancındadır. (Zekiyim/ Matematik zekam iyidir; Çekiciyim/ O beni çekici buluyor).

Yaygın İyimser Puanı ise, başa gelen iyi olayların nedenlerini ne kadar evrensel ya da özgül görme eğiliminde olduğunuzu ifade eder.

UMUT ETME

Umutlu olup olmamamız, açıklama tarzımızın iki boyutu olan kalıcılık ve yaygınlığa dayanır. Şanssız-başarısız olaylara geçici ve özgül nedenler bulmak, umut sanatıdır. Geçici nedenler çaresizliği zamanla sınırlarken, özgül nedenler de çaresizlği özgün durumla sınırlar. Öte yandan, kalıcı nedenler çaresizliği geleceğe taşır ve evrensel nedenler de çaresizliği tüm girişimlerinize yaygınlaştırır. Şanssız-başarısız olaylara kalıcı ve evrensel nedenler bulmak, umutsuzluk yaratır. (Akşamdan kalmayım/Aptalım; Eşimin morali bozuk/kadınlar zayıftır).

Bu testteki belki de en önemli puan, “Umut Puanı”nızdır. Toplam “Kalıcı Kötümser” puanınızı toplam “Yaygın Kötümser” puanınıza eklenmesi sonucu Umut Puanı’nız ortaya çıkar. Bu, sizin kötü olaylar için umut puanınızdır.

Sorunlarına kalıcı ve evrensel açıklamalar getiren insanlar, baskı altında kaldıklarında, hem uzun bir süre boyunca, hem de pek çok durumda çöküntü yaşama eğlimindedirler.

ÖZGÜVEN DURUMU

İyi olayların nedenlerinin kalıcı, içsel ve yaygın olduğuna inanan insanlar, başarıya ulaştıktan sonra eskisinden de fazla çaba gösterirler. Kalıcı İyimser puanı yüksek insanlar, iyi olayları kendilerine kalıcı nedenlerle, “her zaman” ifadesini kullanarak, “kişisel özellikler” ve “yeteneklerle” açıklarlar. Ayrıca Yaygın İyi puanı yüksek insanlar, başarılarının sadece bir durumda değil bir çok alanda geçerli olacağını düşünürler. Onlar her yer ve durumda başarılıdırlar. Kişisel İyi puanı yüksek olan ve iyi şeylere kendilerinin neden olduğuna inanan insanlar, iyi şeylerin diğer insanlardan ve koşullardan kaynaklandığına inananlara göre, kendilerini daha çok severler. (Çabaladım/Şans eseri; Yeteneklerim sayesinde/Arkadaşımın yardımıyla).
 
Toplam “Yaygın İyimser” puanınız ile toplam “Kalıcı İyimser” puanlarınızın toplamı sizin başarıya yönelik “Özgüven” puanınızı ifade etmektedir.

3. Kişiselleştirme (İçsel-Dışsal) : Kötü şeyler olduğunda kendimizi (içselleştirme) ya da diğer insanları ve koşulları (dışsallaştırma) suçlayabiliriz. Başarısız oldukları zaman kendilerini suçlayan kişilerin sonuç olarak benlik saygıları düşük olur. Kendilerini değersiz ve beceriksiz bulur, sevilmeye değer olmadıklarını düşünürler. Dışarıdaki olayları suçlayan insanlar, kötü olaylar karşısında benlik saygılarını yitirmezler. Genel olarak, kendilerini suçlayan insanlara göre kendilerini daha çok severler.

Kişiselleştirme yalnızca kendinizle ilgili duygularınızı denetlerken, daha önemli iki boyut olan yaygınlık ve kalıcılık, yapıp ettiklerinizi, ne kadar süreyle ve hangi durumlarda çaresiz kalıp ve umut beslediğinizi göstermektedir.

Düşük “benlik” saygısı çoğunlukla kötü olayları içsel açıklama tarzından kaynaklanır. (Aptalsın/aptalım; Oyunda şanssızım/Oyunda beceriksizim; Yoksulluk içinde büyüdüm/ kendimi güvende hissetmiyorum).

Kişisel Kötü Puanı yüksek olan bireylerin “benlik” saygıları düşüktür.

İyi şeylere kendilerinin neden olduğuna inanan insanlar, iyi şeylerin diğer insanlardan ve koşullardan kaynaklandığına inananlara göre, kendilerini daha çok severler. (Çabaladım/Şans eseri; Yeteneklerim sayesinde/Arkadaşımın yardımıyla).

Kişisel İyi Puanı yüksek olan bireylerin benlik saygıları yüksektir ve kendilerini daha çok severler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir