Sağlıklı üçler, kendilerinden emindirler ve özsaygıları yüksektir. Değerli olduklarına inanırlar, kendilerini çekici hissederler. Kendilerini geliştirmeye meraklıdırlar ve olabilecekleri en iyi duruma gelmek isterler. Çok yetenekli ve yeterli, odaklanmış, hedeflerine erişmek için çok çalışan kişilerdir. Değerli addedilmek için daha da başarılı olmak gerektiğine inanmayan, kendini olduğu gibi kabul eden, içten yönlenen, samimi, güvenilirdirler. Ortalama üçler, hırslıdırlar, mükemmel olmayı hedeflerler ve tüm etkinliklerini başarılı olmaya yönlendirirler. Ne yaparlarsa yapsınlar her zaman en iyisi olmak isterler. Kendilerini ve başarılarını sürekli başkaları ile kıyaslarlar.başkaları tarafından nasıl göründükleri önemlidir, imaj peşinde koşarlar Sürekli kendilerini öne çıkarır, yetenek ve başarılarını abartırlar. Narsizm duygusu içinde potansiyelleri ve kimlikleri hakkında aşırı beklentilere girerler. Değersiz oldukları hissi arttıkça daha az sağlıklı üçlerin başarıları ile çevreyi etkileme isteği de artar. Sağlıksız üçler, yenilgiden ve küçük düşmekten korkarlar; bu yüzden gerçekten üstün insan olduklarına kendilerini ve başkalarını inandırmak için olanca güçleri ile çabalarlar. Başarıya ulaşmak için ne mümkünse yaparlar.
Temel korku; değersiz olmak. Temel arzu; kendini değerli hissetmek. Arayış; kabul edilmek ve onaylanmak. Üçler kişisel değerlerini kendi başlarına yaşayamadıkları için değerlerinin başkaları tarafından doğrulanmasını isterler. Üçler aynı zamanda, ideal bir insan olarak başkalarına örnek olmak ve böylece kabul görmek isterler.
Erdem; Doğruluk ve sahicilik. Sağlıklı üçler değerlerinin başarı ile ölçülemeyeceğinin farkına vardıkları zaman kabul edilmek için oynamak zorunda oldukları rollerden kurtulmuş olurlar. Bu arada potansiyellerini sonuna kadar ortaya çıkarmaya çalışırlar. Gerçek kimliklerinin değeri, herkesin ve her şeyin değeri ile aynı olarak algılanır.
Tutku; Aldatma ve yalancılık. Doğruluk erdemi yitirildiği zaman aldatma ortaya çıkar ve kişi özünü unutur. Zamanla, kendimizi profesyonel, sosyal ve kişisel taleplere uyarlamamız o denli otomatikleşir ki gerçek doğamız ile temasımızı yitiririz. Kabul edilebilir bir imaj ile özdeşleşiriz ve kim olduğumuz ve gerçekten ne istediğimiz hakkında kendimizi aldatmaya başlarız. Daha kabul edilir ve değerli olduğunu düşündükleri bir imaj üzerine çalışırlar, bununla özdeşleşirler ve sonra da başkalarının bunu alkışlamalarını ve desteklemelerini isterler.