Aşkın Motivasyon: Aşkın Motivasyon Gücü
En son ne zaman birini veya bir şeyi tutkuyla sevdiniz? Hiç gerçek aşkı deneyimlediniz mi? Onu bir kez tattıysanız, tadını unutmanız mümkün değildir… Aşk, tutkuyla sevmektir. Ve dünyadaki en güçlü motivasyonlardan birisidir. Aşık olduğumuzda her şeyimizi ortaya koyarız, tüm sınırlarımızı sonuna kadar zorlarız. Peki ya onun motivasyon gücünü kontrol edip kullanabilseydik? Hedeflerimize ulaşmak için ondan faydalanabilseydik, hayatımızda neler değişirdi?
instagram.com/drtayfuntopaloglu
Aşk, iki insan arasındaki romantik bir etkileşimi çağrıştırsa da, aslında ondan daha geniş bir anlam taşır. Bu açıdan aşk daha yüksek bir bilince aittir. Ayrıca, aşkın mantık dışı ve kontrolsüz davranışlara neden olduğuna dair bir algı vardır. Halbuki bunun nedeni aşkın kendisi değil, onu taşıyamayan insanlardır. Çünkü aşk aslında bir nevi kişilik testidir. O sadece insanın içinde var olanı ortaya çıkarır. İyinin daha iyisini, kötünün daha kötüsünü açığa vurur, o kadar!
Aslında aşkın yegâne kaynağı bizleriz. O içimizden doğarak bir şeye veya bir insana yönelir. Onunla kendini tamamlayarak bir bütün haline gelmek ister. İşte o yüzden, güzelliğin on para etmez der Aşık Veysel; bu bendeki aşk olmasa.
Aşkın Motivasyon Gücü
Aşkın bu muazzam gücünü, onu deneyimlemeden bilmek neredeyse imkansızdır. O ancak yaşanarak anlaşılabilir. Elbette doğal şekilde gelişen bir aşkın ortaya çıkması tesadüflere bağlanabilir. Ancak eğer sürecin nasıl geliştiğini doğru şekilde anlayabilir ve modelleyebilirsek, çok istediğimiz bir şeyi elde etmek için motivasyon gücümüzü artırabiliriz. Bunu nasıl yapabileceğimize birazdan değineceğiz.
Gerçek aşkı fark etmenin birkaç yolu vardır. Aşık bir insan öncelikle zihnen ve bedenen yüksek bir enerjiyle dolup taşar. Sevdiğine karşı fazlasıyla fedakâr, anlayışlı ve son derece vericidir. İnsanın zihni sürekli aşkıyla meşguldür. Bu süreçte ortaya çıkan sevinç duygusunun tarifi imkansızdır. İnsan bu dönemde kişiliğinin en iyi taraflarını deneyimler ve tüm dünyaya yansıtır. Bu tür şeyler insan hayatında oldukça nadir yaşanır.
Ancak yüksek bilince sahip insanlar gerçek aşkı tam anlamıyla deneyimleyebilir. Çünkü onun özünde sahip olmak değil, özgür bırakmak vardır; yok etmek değil, yüceltmek vardır. Aşkla hareket eden bir insan yeni olanı denemeye cesaret eder. Ve her şeyin üstesinden gelebilecek bir inanca sahiptir.
Aşk Yüksek Bilince Aittir
Aşkın motivasyonu, kendini romantik bir aşkla, Tanrı’ya yönelik bir aşkla veya yaşama yönelik bir tutkuyla gösterebilir. Neye yönelirse yönelsin aşkın dışavurumu evrensel özellikler gösterir. Hatta bir insan kendisine de âşık olabilir. Ama bizlere hep bunun yanlış olduğu söylendi. Peki neden, bunun nesi yanlış? Halbuki bir insan kendisini sevmeden bir başkasını gerçekte nasıl sevebilir? Tarih boyunca aşka bunca anlamlar yüklenmişken, neyin doğru veya neyin yanlış olduğuna karar vermek hiç de kolay değil!
Bu güçlü duygunun nasıl ifade edildiği, her şekilde kişinin karakterine bağlıdır. Düşük bilinçteki insanın aşkı bencil, yüzeysel ve olumsuz davranışlara eğilim gösterirken, yüksek bilinçteki insanın aşkı daha çok olumlu davranışlara ve iyiliğe kapı aralar.
Eğer aşkın getirdiği bazı olumsuz sonuçlar varsa, bunun sorumlusu aşk değil, aşık insanın bilinç düzeyiyle şekillenen karakteridir. Aşk yüzünden işlendiği belirtilen suçların nedeni gerçekte aşk değildir; suça eğilimli karakterlerdir. Aşk sadece kişinin karakterini ortaya serer. Yüksek bilinçteki insan tutkuyla sevdiği bir şeye isteyerek zarar vermez, onu yok etmeye çalışmaz; tam tersine, onu korumaya ve yüceltmeye çalışır.
Hayatı tutkuyla sevenler, yaşama değer katmak için her türlü özveriyi gösterir. Tanrı aşkıyla yanıp tutuşanlar, yaratılan her şeyi yaratandan ötürü severler. Bir insanı tutkuyla sevenler ise, onun iyiliği ve mutluluğu için her şeyi yaparlar. Hatta aşklarına karşılık bulamasalar da onun varlığı için bile sonsuz şükran duyarlar.
Aşk kendini, farklı şekillerde gösterebilir. İnsan işini, eşyasını veya kedisini bile tutkuyla sevebilir. Önemli olan, bu sevginin yüksek bir bilinçten gelip gelmediğidir.
Aşkın Motivasyon Gücünü Ateşlemenin Adımları
Aşkın nasıl geliştiğini anladığımızda, motivasyon açısından onu kullanmamız mümkün hale gelebilir. Aşkın motivasyonu, kendimizden daha fazlasını elde edebilmenin harika bir yoludur. Peki bu mucizevi motivasyon kaynağını nasıl aktif hale getirebiliriz? Şimdi bunu birkaç adımda açıklayalım.
İlk olarak bu güçlü duyguyu neye yöneltmek istediğinize karar vermelisiniz. Bu halihazırdaki yaşamsal bir hedefiniz, işiniz veya artık solmaya yüz tutmuş bir ilişkiniz dahi olabilir. Belki de hayattan kopmuş bir haldesiniz ve ona tekrar tutunmak istiyorsunuz.
İkinci adımda, belirlediğiniz şeyi pozitif bir şekilde düşünmeye başlayın. Onunla olumlu deneyimler yaşadığınızı hayalinizde canlandırın. Öyle ki zihninizde ondan başka bir şey olmasın. Unutmayın, aşkı ifade eden şeylerden birisi de odaklanmış bir zihin halidir. Özellikle hayatınızdaki önemine ve faydasına odaklanın. Onun için şükran ve minnet duyduğunuzu hissedin.
Üçüncü adımda, onun varlığının hayatınıza yayılmasına izin verin. Baktığınız her yerde onun değerini size hatırlatan bir şeyler olsun. Tutkunuzu ateşleyen her fırsatı değerlendirin. Aşkınız gittikçe hayatınızın tamamına erişim sağlasın. En sonunda onunla bir bütün haline geldiğinizi deneyimleyin.
Ve son olarak, aşkın kaynağının sadece kendiniz olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Bu güçlü duyguyu yeşertebilecek yegâne kişi sizsiniz. İçinizdeki o kaynağı beslemeye devam edin. Aşkın ateşi içinizde büyüdükçe, siz de onunla büyüyecek ve hayallerinizi gerçeğe dönüştüreceksiniz.
Aşkın motivasyon gücü her daim sizinle olsun. Sevgiyle kalın.
